Çok geçmişlerin mahalle oyunlarından biri olduğu için ben bile anımsamakta zorlanıyorum. Sadece mahallenin erkek çocuklarının oynarkenki sesleri kulaklarımda kalmış: "Ortada kuyu var yandan geç." Hayatımızın derinliklerinde saklı olan duygularımıza dokundurmak için o kadar çok nedenimiz var ki.
Nereden başlasam diye düşünmeden edemiyorum. Yazarlık ince iştir. Dilin hem keskin hem yumuşak olması gerekir. Gerçekleri yazarken birilerinin duygularını çiğnemeden herkesi önemseyerek karşındakini değerli kılmalısın.
Karşındaki kişi sizin satırlarınıza göz gezdirirken düşünmeli, duygulanmalı ve gülümsemelidir. Kalp kırmak çok kolaydır. Kazanmayı yeğlemelisiniz.. Birleştirici olmayı başarabilmelisin. Yazdıklarınız sadece kendi fikirleriniz değil, toplumun da sesi olmalıdır. Yaniii zor zanaattır yazmak. Tabii insan olmak da. Hele yaşadığınız ülkenin sorunları, sizin de sorunlarınızsa hep birlikte aynı sesi vermenin incelikleri melodinin tamamında gizliyse çözmemiz zaman alır. Notaları tek tek öğrenmemiz gerekir.
Usta ve çırak ilişkileri sancılıdır.
Gelelim dünya siyasetinin gizli kuyularına biraz taş atmaya ne dersiniz? Ülkeler arasında ilişkiler labirent gibi gizlilikler ilkesiyle birbirlerine bağlıdır. Her millet kendi varlığını sürdürme çabası içinde yüksek ego mekanizması ile çalışır. Gözü bir başkasının nasibinde, kısmetindedir. Zürriyetlerini korumak için insani değerlerini unuturcasına vahşi bir seleksiyon içinde davranırlar. Toplumsal ilişkilerin temelinde ilkellik yatar aslında. Taş devrinde neysek şimdi de oyuz. Sadece üzerimizde yaprak değil dokuma kıyafetler var. Yediklerimiz taş-toprak çanaklarda değil cam, seramik ve porselenlerde artık.. Vee binlerce yıl eğitemediğimiz ve öğrenemediğimiz "Benlik fırtınası" hala dimdik ayakta..
Kimse kimsenin dostu değildir.
Menfaat kuyrukları birbirine dolanmadığı müddetçe ikramların hepsi altın tepsidedir. Son yıllarda dünyada siyasal çekişmelerin rüzgarları kuvvetli esiyor ve bizim kuyularımıza en iri taşları atmak için bekliyorlar. Ortadoğu'da yaşananlar çok önemli.
Batı kendi enerji kaynaklarını tüketmenin korkularıyla baş edemiyor artık. Medeniyetin dişleri arasında kendilerini yok ettiler.
Teknolojinin bedeli ucuz olmuyor maalesef. Politik oyunlar, savaş teknikleri, derin devlet ilişkileriyle dipsiz bir kuyuda yuvarlanırken doğunun cazibesi onlar için bulunmaz nimet ve dünyanın tam ortasında bağdaş kurmuş durumda bir "Türkiye" var. Enerji, tarım, su, orman, madenler daha neler neler.. Kısacası; ne varsa bizde var misali. En önemlisi de kıtaları birbirine bağlayan köprülerin altında eskilerin deyimiyle "İpek yolu" var. Eeee.. Bu durumda topun ağzında olmamız son derece doğal. Etrafımızda sataşmadıkları komşularımız kalmadı. İşte Irak.
İşte Suriye, işte Libya. İşte Mısır ..
Olay Türkiye olunca duruyorlar düşünüyorlar. Acaba ne yapsak ne etsek de bize itaat ettirsek diye..
Bizim de onları bozacak taktiklerimiz var. Evet başka ülkelerin gizli siyasi senaryolarının karşısında bizim de sahneye koyduğumuz oyunumuzun adı da "Ortada kuyu var yandan geçin". Nasıl anlayabilirseniz anlayın artık.
Söz gümüşse sükut altın diyelim, kuyumuzun çıkrığını çevirelim.
Kısmetimiz bol olsun sevgili arkadaşlar.
Mutlu hafta sonları...