• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Amerikan rüyasına ne oluyor? FİLİZ ÖZKOL

Amerikan rüyasına ne oluyor?

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Ağustos 2017, 20:13

"Ülkeler ve sistemler doğar, büyür ve ölürler. Tarih sürecinde kendi barış ve üstünlüklerini belli dönemlerde dünyaya hakim kılan; Roma, Bizans ve Britanya imparatorlukları tarih sahnesinden nasıl ayrıldılarsa, bir gün Amerika da tarih sahnesinden kaybolacaktır." Tarihin tek düze gitmeyeceğinin hatırlanması gerektiği bir çağda, ABD tarihin tekerrürden ibaret olacağını unutmuşa benziyor...
Dünyayı şekillendiren Amerika'nın küreselleşme dalgasının yarattığı post modern süreçte dünyanın bütün ülkelerini etkileyen kültürü ve gücüyle Amerikan hegemonyası dünyanın birçok ülkesinde olumsuz tepkiler yaratmaktadır.
Amerikalılar neden bu kadar gaddar?
Dünyanın geri kalan kısmında yaşayan insanlara karşı niçin bu denli küstah ve kaba? Yüksek egosunun arkasında neler gizli? Kabul; çok mücadele verdiler, çok savaştılar fakat öfkelerini niye başka ülkelerden acımasızca çıkardılar? Üstelik bomboş kıtayı istila edip, orada yaşayan yerli ırkı yok etmeye çalışırken gerçekten haklı mıydılar? Yolun başı daha başında yanlıştı.
Yazılacak o kadar çok şey var ki.. Acaba birçok dünya ülkelerine yıllarca kan kustururken, kızılcık şerbeti içiyorum havasında bir kişilik gizlenmesi içindeler miydi?
Kuyruğu dik tutmak da bir beceri.

VAHŞİ BATI GERİ GELDİ

Amerika'nın kendi içinde sert esen rüzgarları dünyanın neresinde erozyon yaratacak soruları ile hepimizin kafası karışık durumda. Dünya pür dikkat bu ülkeyi izliyor. Her zaman farklı planları olan ve daima sağ gösterip sol vurmayı bilen bu ülkeden korunmak için zaaflarımızı kontrol altında tutmamız gerekiyor.
Tarih boyunca nereye göz diktilerse, cebren ve hile ile aldılar. Kimsenin gözyaşına bakmadılar. Topraklarımızı, enerjilerimizi, beyin takımlarımızı hep kendilerine bağladılar. Egoist bir sevgili gibi.
Tarih sayfaları, birçok hegemonyaları acımasızca gömdüğü gibi; artık Amerika için de tehlike çanlarının çalınmaya başladığı sinyallerini veriyor. . İç savaşların eşiğine kadar geldiler. Öfkelerini en iyi şekilde saklayan kuzu sarması pozisyonda olsalar da, artık karşıt ülkelerin güçlenmeye başladıklarını bal gibi biliyorlar.
Trump bir geldi pir geldi. Belki de Amerikan toplumunun duygularını en iyi yansıtan bir Başkan olarak tarihe geçecek.
Yakıp yıkmayı ve olayları uç noktalardan ele almayı kendinde hak zannediyor.
Görünen göz öyle ki; belli bir zümreye de hitap ediyor ve cuk da oturuyor.
Vahşi batı geri geldi. Uyuyan dev kötü uyanıyor. 1945 yıllarından sonra belki de ilk defa bu kadar zorluklarla karşı karşıyalar.
'The good the bad thu ugly' (İyi, kötü ve çirkin) filmini hatırlayanların dudaklarındaki gülümsemeyi görebiliyorum. Bu film, Amerikan kültürünü yansıtıp ve bunun başkaları tarafından nasıl görüldüğüne yardımcı olan geçmişin en güzel örneğiydi.
Özellikle yeni nesiller kesinlikle izlemeli.
Müzik listelerinde yıllarca yerini koruyan ve akıllardan gitmeyen filmin melodisini Hugo Montenegro Orkestrası yapmıştı, anımsayanlar bilir.
Kötü adam John Wayn karakteri hiç de yabancı değil. Atın üstünde bir Trump gizli adeta. Silah gücünde sözcüklerle çevresine dehşet salıyor. Kuru sıkı sallıyor da, akıllara pek de öyle gelmiyor. Cevapsız soruların altında gizli saklı, Amerika'nın güçten düşme korkusu var.
İşte Rusya, işte Çin, İşte İran doğunun tehdidi Amerikan saltanatının tahtını sallamaya başlıyor. İç savaşın tehlikelerini dış savaşla örtmeye çalışsam kaygılarının altında 'ya tutmazsa?' kuşkuları var.

TUTULMANIN ETKİLERİ

Bu defa pabuç pahallı. Dünya 1945'lerin dünyası değil. Bir de Kuzey Kore'nin nükleer savaş tehdidi altında kara kara düşünmeye başladı. Kendi içinde çökmüş bir bürokrasiyle de karşı karşıya. Kad ro değiştirmekten yorulmuş bir Trump var karşımızda. Hiçbir dünya ülkesi ona dost değil. Ezilmişliklerinin öfkesi içinde çökmesini beklerken, timsah gözyaşları döküyorlar. Hele son güneş tutulmasının Amerika üstünde etkilerini an ve an görmeye başlayacağız. Evet bir Amerikan rüyasının sonu mu sorusu akıllara geliyor.
Belki de bir başka biçimde, küllerinden yeniden doğan yeni bir ülke anlayışı ile mi karşılaşacağız, zaman gösterecek. Birileri düğmeye bastı. Yer yerinden oynamaya başladı. Yeni dünya düzeninde taşlar nasıl dizilecek ve bizim payımıza ne düşecek bayağı düşündürücü olmaya başladı.. Allah Türkiye'nin yanında olsun temennisiyle iyi hafta sonları...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.