Son günlerde metabolik, probiyotik, organik detoks beslenmenin bilimum çeşidinden kafamız şişmiş durumda.
Hepimiz biliyoruz ki; dört beş kadın bir araya geldiği zaman konular; diyet, perhiz spor ve kişisel ilişkiler üzerinde döner durur.
Herkesin derdi aşağı yukarı bir diğerinin benzeridir.
Geçen gün, bir arkadaşımızın ortaya attığı cümle, hepimizi düşündürdü.
***
"Şekerim artık her şey sahte. İlişkiler bile organik değil. Bir oyundur gidiyor. Evliliklerin de aşkların da dibi delindi." Hadi bakalım al bir konu daha diye aklım yine karıştı da, pek yatmadı sahtelik durumuna. Cehalet en gerçek organiklik bence..
***
Kardeşim neremiz sahte?
TV'lerde her gün bağıran insanlar.
Sokak hikayeleri, zaten hayatın gerçeği.
Sevimli sunucularımız artık tarihe karıştı.
Ekranlardan parmak sallayan "Ben sana gösteririm" diyen delikanlı abiler ve mert ablalar.
Kimden alkış bekliyorsak!
"Ben dobrayım sözümü sakınmam" diye, başımızı gözümüzü yaran konuşmalar.
Haddimizi aşan davranışlar.
Bence artık oldukça kaba bir şekilde organiğiz.
***
Bilimum sosyal medya hesaplarında engellemelere ne demeli? "Çevrimdışı ol ve orada kal" cezası.
Sonra da sahte hesap açarak uzaktan kumanda takiplerimiz. Gelsin Sherlock Holmes hikayelerini aratmayacak senaryolar...
Gereksiz ekstra mesailerle zaman kayıplarımız.
Çok sevdiğim bir çiftin boşanma haberini duyunca çok şaşırmıştım. Kocasının kendisini aldattığından şüphelenen kadın hemen fake bir hesapla kocasını takip etmeye başlamış.
Tabii kocayı cezbetmek için erkek dergilerinden fırlamış kadın resimleriyle duvarını donatmış. Çok geçmeden bu sayfaya eşi düşüvermiş.
Kızımız feryat figan eşinin tüm ekran konuşmalarını kaydetmiş. Sinir krizleri içinde tüm kayıtları kocasının önüne dökerken suçlu yine kendisi olmuş. Efendim! erkek karısının sahte hesap açarak, başka erkeklerle konuşma ortamı yaratıp; kendisini aldatmaya meyilli ilan edivermiş. Sonunda boşanmışlar ama hala birbirlerini suçlamaya devam ediyorlarmış.
***
Paranız çoksa ve bir de öldüyseniz, mezarda bile size rahat yok. Arkanızdan mirasçılarınızın bitmeyen kavgalarından taşınızın üstüne eminim "Lütfen artık beni burada olsun rahat bırakın" diye yazdıracağınız gelir...
Yine geçen gün TV'lerde 10 yaşındaki oğlunu öldürüp karısını arayarak "Gel oğlunu al" diyen bir baba.
Arabasında arabesk müzik dinledikten sonra, yolun ortasında herkesin içinde karısını vuran bir adam. Annesini öldüren iki kız kardeş.
Kayınvalidesini acımasızca döverek sokağa atan gelin.
Çocukları kaçıran organ mafyaları, komşu bahçe kavgaları, apartman sakinlerinin olmayan dostlukları, düğün gecesinde takı kavgaları.
Daha neler neler..
Cinayetler bile, saklanmadan gizlenmeden ortalıkta işleniyor. Tüm bunları düşünürsek; hangi sahtelikten bahsedebiliriz ki?
***
Yediğimiz yiyecekler dışında her şey fazlasıyla acı bir şekilde organik. Bu yaşanan olaylar bizim ülkemizde mi yaşanıyor? Hayır.
Sözde medeniyetin girdiği her şey, içimizdeki bencilliği ortaya çıkarıyor.
Büyüklerimizle "Sizli bizli" konuştuğumuz günler geldi aklıma. O zamanda sahte değildik fakat kibar ve inceydik.
Karşımızdaki kişilerin yüreklerini yaralamadan konuşmasını bilirdik. Ajda Pekkan'ın çok sevdiğim eski bir şarkısı geldi aklıma. "Dünya dönüyor dönüyor..." Dönelim, sallanalım, yuvarlanalım..
Birbirimizin kalbini kırmadan aklımızı ve ilişkilerimizi koruyalım arkadaşlar.
Sevgiyi hak edenlere iyi hafta sonları.