Her işyerinin ilk hedefi kar elde etmektir. Para kazanıp kar sağlayamayan bir şirket ayakta kalamaz.
Pazara sunulan hizmet ve üründen herkesin memnun olması şirketin itibarını da artırır.
Bu büyümeyi de beraberinde getirir. Her başarılı şirketin rakiplerinden göreceli bir üstünlüğünün ve misyonunun olması gerekir.
Şirketin amaçları için katılımcı bir anlayışla, stratejik plan hazırlanması ve buna göre iş rotalarının belirlenmesi gerekir.
Bu rota gerektiğinde değişen piyasa koşullarına göre esnek ve revize edilebilir olmalıdır. Şirketin hedeflerine ulaşmasında tüm çalışanların gayretli olması en önemli etkendir. Çalışanların başarılı olmasında yönetici ve onun adaletli tavrı belirleyici olur. Çünkü adalet huzur getirir. Yönetici işyerinde adaleti, dürüstlüğü, dayanışmayı ön plana çıkardığında aynı heyecanı duyan bir ekip oluşur ve çalışanlar elinden gelen gayreti gösterir.
İŞ YORMAZ İNSAN YORAR
Çalışanların en büyük beklentisi işyerinde huzurdur. Huzurun asıl kaynağı ise iş ortamı ve insan ilişkileridir. Çünkü kişileri iş yormaz, insanlar yorar! Akıl daima gönlün emrinde çalışır. Eğer ki çalışanlar doğru motive edilirse çalışanlar en zor işlere talip olur. İmkansız görülebilen işlerin üstesinden gelir. Her çalışanın kalbine dokunmak yöneticinin marifetidir.
Yeteneği kamçılamak iltifata tabiidir! Ayrıca işteki verimlilik için yalın organizasyon yapısı, rollerin doğru belirlenmesi, liyakat, takım ruhu ve ahengi ön planda tutulmalıdır.
Takımı oluştururken de pozisyon gücü, tecrübe, kredibilite, liderlik gibi özelliklere önem verilmelidir. Egosu yüksek kişiler ile güven telkin etmeyen kişilerin takım çalışmasına olumsuz etki edeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kişilerle ortak amaca ulaşmak mümkün olamaz.
GELECEĞE UMUTLA BAK
Öte yandan çalışanlar "Şirket bana ne kazandırır?" diye sorarken, aslında "ben şirkete ne kazandırabilirim?" diye de sormalıdır.
İşte bu yaklaşım işteki verimliliğin garantisidir. Hele ki olası krizleri atlatabilecek, mevcut koşullarla verimlilik sağlayacak ekiplere büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Bununla birlikte fark yaratmak ve rakiplerinin arasından sıyrılmak için "ortalamanın üstünde" olmak şarttır. Disiplinli olmak, çok çalışmak, daha çok üretmek, somut çıktılar ortaya koymak, değişime ayak uydurmak, rakiplerini iyi tanımak önemlidir.
Ülkemizin içinden geçtiği ekonomik koşullarda, işyerinde verimliliğin sağlanması için takımı doğru kurgulamak ve doğru yönlendirip yönetmek çok önemlidir. Her koşulda iyi düşünmek, olumlu yaklaşmak, tarihteki enkazlardan ders çıkararak geleceğe umutla bakmak, asla pes etmemek başarıya ulaşmanın yoludur. Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.
Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."