Birkaç gün önce Ege Bölgesi'nde yer alan, Aydın sınırları içindeki Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'na gittim. Gür ormanı, insanı dinlendiren havası, kuş sesleri, tertemiz koyları, masmavi denizi, dalış yaparken gördüğüm rengarenk balıkların güzelliğine hayran kaldım. Bir İzmirli olarak bu güzel alanı daha önce keşfetmediğim için kendimi sorguladım! İnsan bazen burnunun ucundaki güzellikleri göremiyor. Tarihi mirası, muhteşem koyları, kanyonu, tarihi mekanları, tabiat güzelliği, oksijen deposu ormanı, bitki florası, göçmen kuşları, yabani hayvanları ile dilek yarımadası eşsiz güzelliklere sahip.
27598 hektarlık yüz ölçümü olan alan, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından hizmet veriyor.
250 KUŞ TÜRÜ BARINIYOR
Dilek Yarımadasını farklı kılan birçok özelliği var. Mesela Akdeniz ve Avrupa Sibirya florası barındırdığından Avrupa Konseyi tarafından "Flora Biogenetik Rezerv Alanı" olarak kabul edilmiş. Ayrıca uluslararası öneme sahip "A Sınıfı Sulak Alan" özelliği de taşıyor. Yarımada ayrıca, "Anadolu Parsı'nın batıda yaşadığı son nokta" olarak kabul ediliyor. Dünyanın en nadir deniz memelilerinden biri olan Akdeniz Foku'nun da yarımada kıyılarında yaşadığı belirtiliyor.
Yarımada yaban domuzu, karakulak, vaşak, çakal, sırtlan, doğaya terk edilmiş yabani sığırlar, atlar ile birçok hayvan türünün ev sahibi. Deltada yaklaşık 250 kuş türünün yaşaması nedeniyle "Önemli Kuş Alanı" listesine de dahil olarak, kuş araştırmaları gözlem programına alınmış. Dilek Yarımadası Milli Parkı tüm bu doğal güzelliklerin yanı sıra Panionion, Eski Doğanbey Köyü, Eski Şaraphane mevkii Tebai Antik Kenti ve Milli Park yakınında bulunan Priene ve Milet Antik Kentleri ile misafirlerine tarihi yaşatıyor. Afrodit'in güzelliğinin sırrı olduğu belirtilen Zeus Mağarasının serin suları ve İkarusun Balmumu kanatlarıyla uçtuğu Mykale dağıda burada. Milli parkta isteyen misafirler jeep safari, at safari, botanik turları gibi etkinler de yapıyor. Önümüzdeki yıl su altı dalış eğitim ve su sporları merkezinin de faaliyete geçmesi planlanıyor.
HİZMET KALİTESİ YETERSİZ
Tabiat ve kültür turizmin yanı sıra yazın deniz turizmin hakim olduğu yarımadada İçmeler, Aydınlık, Kalamaki ve Karasu adında birbirinden güzel koylar bulunuyor. Gelen misafirler koylarda denizin tadını çıkarırken, piknik de yapabiliyor. Koylarda bazı ihtiyaçları karşılayacak duş, wc, soyunma kabinleri, ağaç masa vb. imkanlar bulunuyor. Ancak hizmet kalitesi yetersiz. Böylesine güzel koylar değerlendirilmeli, daha çok turist çekmeli. Restoran, kafe, market ve benzeri hizmetler için mekanlara ihtiyaç var. Muhteşem güzellikler içinde yemek yemek, dalga sesleri eşliğinde çay ve kahve içmeyi kim istemez?
MİLLİ SERVETİMİZ
Bu eksiklikler, yarımadanın turizm gelirinin ciddi derecede önünü kesiyor. Halihazırda yılda en az 1 milyon turistin günübirlik geldiğini belirten yetkililer, tesislerin faaliyete geçmesi ile yılda en az 2 milyon turistin geleceğini öngörüyor. Turist sayısını arttıracak bir diğer etken de konaklama imkanı. Mesela bungolov tarzı konaklama imkanı olması, hem turizm gelirlerini arttırır hem de vatandaş memnuniyetini.
Tabii insan bu muhteşem güzelliklere zarar verilmesinden de endişe ediyor. Bir kıvılcımın yüzlerce alanı yok ettiğini düşündükçe, denetim ve tedbirlerin daha çok arttırılmasını istiyor. Çünkü milli parklar milli servet demek. Tarihi ve mili dokularımızın korunması çok önemli. İşte tam bu noktada Doğa Koruma ve Milli parklardan sorumlu kişilerin sadece görevlerine ve güvenlik noktasına odaklanmalarını, hizmete ilişkin hususlarında yüklenici tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dilek Yarımadası'nda müthiş turizm potansiyeli var.
Turizm konusunda bilgili, doğayı koruyacak, ehil kişilerden oluşacak bir firmanın ihaleyi alarak bu cennet alanın turizme katkı koyması bekleniyor.