Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) ve ÖZGENCİL Grup tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen olan Ege Ekonomik Forumu, "Dönüşümün İçindeyiz" ana temasıyla 2-6 Aralık tarihleri arasında online olarak gerçekleşti.
Forumun açılış konuşmasında önemli konulara değinen EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, "Ege Bölgesi'nin ticari gelişim potansiyeli çok büyük. Makro ölçekte kalkınma için bölgesel kalkınmanın çok önemli olduğuna inanan biri olarak, EGEV'de yaptığımız çalışmaların amacı Ege Bölgesi'ni dış yatırımcıya tanıtmak, kalkınmayı bölgesel olarak planlayarak, bölge illerini birbiri ile uyum ve işbirliği çerçevesinde bir araya getirmek" diye konuştu.
Forumda; "Dünyayı Yeniden Tasarlamak", "Yüksek Teknoloji Temelli Üretim Ekosistemi", "Dijitalleşme İle Bütünsel Dönüşüm", "Küresel Pazarlardaki Payın Artırılması: İnovatif Hamle", "Tarım ve Gıda Sistemlerinin Yeniden Tasarlanması", "Değişim İçin Geri Dönüşüm", "Finansal Teknoloji Endüstrisinin Geleceği", "Ekonominin Lokomotifi: KOBİ'ler ve Esnaf", "Turizm Sektöründe Türkiye'nin 2020 Sonrası Planları Ne Olmalı?" ve "Küresel Güç Olmanın Anahtarı: E-İhracat" konularında oturumlar düzenlendi.
EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ
Beş gün süren forumun tüm oturumlarında, alanında uzman konuşmacılar ve moderatörler önemli bilgiler aktardı. Dünyanın yeniden tasarlandığı şu günlerde Türkiye ekonomisinin güçlenmesi, rekabet gücü elde etmesi, geleceği kurgularken stratejik planlarda dikkat edilecek hususlar ile eylem planları, riskler ve fırsatlara dair verilen bilgiler dikkat çekiciydi.
Programı kaçıranlar you tube üzerinden yayınları izleyebilir.
Ekonominin Lokomotifi:
KOBİ'ler ve Esnaf konulu oturumda ben de bilgilerimi paylaştım. Türkiye ekonominin belkemiğini KOBİ'ler oluşturuyor.
KOBİ'ler 1980'li yıllardan bu yana büyük önem kazandı.
Çünkü o dönemde Türkiye'nin dışa açık bir ekonomi modeline geçmesi, AB sürecine uyum, küreselleşme ile serbest piyasa ekonomisinin tercih edilmesi ile KOBİlerin yükselişe geçmesine imkan tanıdı. Ayrıca esnek üretimin artması ile piyasaya ve tüketici ihtiyaçlarına hızla cevap veren yapılara olan ihtiyaçla, çeşit ekonomisine geçiş KOBİ'lere olan ihtiyacı arttırdı.
KOBİ'ler toplam işletmelerin yüzde 99.8'ini, GSYH yüzde 75, toplam istihdamın yüzde 76.7'sini, yatırımların yüzde 50'ini, banka kredilerinin ise yüzde 25'ini oluşturdukları görülmektedir.
BUTİK ÜRETİM YAYGINLAŞTI
Böylesine ekonomik değeri üstlenen, sektöre en hızlı adapte olan bu yapıların en büyük sorunu finansmana erişimdir.
Uluslararası Finans Kurumu (IFC), 65 milyon firmanın veya gelişmekte olan ülkelerdeki resmi KOBİ'lerin 40'ının her yıl 5.2 trilyon dolarlık karşılanmamış bir finansman ihtiyacı olduğunu dile getiriyor.
Bankacılık tarafında esnek sistemlerin ve firma bazında uygulamaların yapılması önemli. Diğer taraftan regülasyon da gerekli. KOBİ'lerin teknolojik sorunlarını, bilgiye (uzman) erişim, finansman sorunu, yönetimsel ve organizasyon sorunlarını ortadan kaldırır isek, Türkiye gelişmiş bir ülke statüsüne ulaşır. Sürdürülebilir olması açısından kurumsallaşmayı göz ardı edemeyiz.
Pandemi ile birlikte dünya bir dijital evrim geçiriyor. Bu evrimin bir çıktısı ise iş modelleri ve üretim stratejilerinde oluşuyor.
Tüketicilerin ihtiyaçlarına göre teknoloji hız kesmiyor ve butik üretimler yaygınlaşıyor.
Bu bağlamda dünya genelinde 3D ve 4D yazıcılardan yararlanarak üretimler geliştiriliyor. Dünyada dönüşümü ıskalamamak için insan kaynağımıza, teknolojiye, bilime, eğitime ve ekonominin aktörü olan KOBİ'lere yönelik daha kapsayıcı düzenlemeler ve çözümler getirilmelidir.