Kurban Bayramını ve dokuz günlük tatili geride bıraktık. Her yıl olduğu gibi bu bayram da turizm merkezlerinin yüzleri güldü. Oteller doldu, ilçe nüfusları katlandı, esnaf bayram etti. Tatilciler de eğlendi ve stresini attı.
Bir taraf mutlu iken bir taraf da maalesef trafik kazaları nedeniyle acılar yaşadı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamasına göre bayram tatilinin ilk altı gününde 49 kişi hayatını kaybetti, 7 bin 683 kişi yaralandı.
Allahtan rahmet yaralılara acil şifa dileriz..
GÖRÜNTÜLER İÇLER ACISI
Toplumsal yoğunluğun olduğu bayram gibi zamanlarda çevre kirliliği de yaşanıyor. Bu normal bir şey değil! Çünkü evimizin mahremiyeti nasılsa çevrenin de mahremi aynı ölçüde olmalı.
Oysa bir toplumun gelişmişliğinin ölçüsü; çevrenin temizliği ve doğaya saygıdan geçer. Gelişmiş toplumlarda çevreye saygı hakimken, doğayı evi gibi görürken bizim kültürümüzde neden doğaya saygı yok, Medyaya yansıyan görüntüler içler acısı! Kamuya açık alanlara çöplerin atılması, "Nasıl olsa arkadan belediye işçileri temizler" gibi sığ ve vicdansız bu yaklaşımı kesmek lazım.
Çöp atma özgürlüğü olmamalı!
Bu konuda birkaç önerim var:
Buradan İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı'na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bilindiği gibi çevreye çöp atan kişi ve kurumlar için Çevre Kanunu, Kabahatler Kanunu, Belediyeler Kanunu, ÇED yönetmeliği gibi yasal düzenlemeler var. Ancak halka açık sahillerde çöpünü bırakan ya da yeşillik ağaçlık alanların altında piknik yapıp çöplerini bırakan bu kişileri ilgili yetkililerin her dakika takip etmesi zor. Bu nedenle bu yetkililere destek olmak ve caydırıcı olmak için "Lütfen gönüllü çevre dedektifleri ataması yapılmasına öncülük ediniz."Özellikle Yerel Yönetimler, sorumluluğu geniş olması nedeniyle öncülük edebilir.
YAPAY ZEKA PROGRAMLARI
Bu konuyla ilgili birkaç önerim bulunuyor:
- "Gönüllü Çevre Dedektifleri, Uydu Verileri ve Yapay Zeka desteği" ile caydırıcı çözümler üretilebilir. Gönüllü Çevre Dedektifleri atanıp, onlara ceza kesme yetkisi verildiğinde önemli bir kriter olacaktır. İyi niyetle çöp atanları kibarca uyarılmasına rağmen maalesef saldırgan bir tepki ile karşılaşılabiliyor.
- Yapay Zeka veya Dijital Aplikasyonlar oluşturularak, resim ve belgelerin bu adreslere yüklenmesi sağlanabilir. Böylece tepki gösteren anti-çevreciler için caydırıcı bir yol olacaktır.
- Uydu üzerinden tespit; uydu üzerinden çöp bırakanlar tespit edilerek, cezai işlemler uygulanabilir.
Ancak kimlik tespiti için önceden yüz okuma uygulaması yapılabilir ve Emniyet Genel Müdürlüğü araç plaka okuması yöntemlerinden yararlanılabilir.
Bunları yapay zeka programları üzerinden kolaylıkla yapılabilir.
KARAVAN KAMPLAR
Bu işlemler için farklı bakış açılarına ve kararlı olmaya ihtiyacımız var. Çevreye atılan çöpler yüzyıllar boyu doğada çözünememektedir.
Düşünsenize bir metal kutu 300 yılda, bir plastik şişe 450 yılda çözünebilmektedir.
Ayrıca doğaya atılan cam ısıyla tepkimeye girdiğinde orman yangınlarına neden olabilmektedir.
Bu durum ülkemizin ekolojik dengesini bozduğu gibi ekonomik ve sosyolojik yapısına ciddi zarar vermektedir. Diğer taraftan sırf doğacı olduğu için karavan tercih edenler ancak karavan kamplarının fahiş fiyat uygulamaları nedeniyle bu kamplara gidemeyenler çoğunluktadır. Bu kişiler çözümü buldukları yerlerde konaklamakta hem kötü bir görüntü çıkmakta hem de mağdur olmaktadır.
Belediyelerin karavan alanlarını yaygınlaştırması için çözüm sunmaları beklenmektedir. Mesela Urla Azmak Koyu bir karavan kenti haline gelmiş ancak hizmet bulunmamaktadır. İki WC'si de kapalıdır ve çevre kirliliği hakimdir.
Çocuklu ailelerin olduğu bu alanlarda iyileştirici çözümlere ihtiyaç var. Karavancıların güvenliği için resmi kayıt sitemi ve önemli düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu da eklemek isterim.
