Vergide kayıt dışını önlemek için Hazine ve Maliye Bakanlığı ülke genelinde sıkı denetimler gerçekleştiriyor. Yeni vergi düzenlemeleri de bir yandan devam ediyor. Yeni düzenlemeler yapılırken ele alınması gereken önemli bir konu ise kafe, lokanta, restoran gibi içecek ve yiyecek hizmetlerinin verildiği yerler. A dan Z'ye herkese hitap eden bu merkezlerde dikkatle denetlenmesi ve formül bulunması gereken iki husus var.
Birincisi her hafta artan fiyatlar, diğeri ise porsiyonların küçüklüğü!
DAHA FAZLA KAZANMA HIRSI
Buraların sürekli fiyat artırmaları ülkemiz açısından önemli bir sorun.Çünku hizmet, vergi, memnuniyet, ahlak gibi pek çok açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Bu işletmeciler bana kırılmasın, zaten esnaf ve Kobilerin maliyet sorunları ve çözüm önerilerine yönelik köşemde sıklıkla dile getiriyorum. Lakin bu konunun maliyetlerle direkt ilişkisi yok, sorun fazla kazanma hırsı... Para kazandıkça daha çok kazanma hırsı. Mesela bir çalışan öğle yemeği için bir esnaf lokantasına veya bir pide yemeğe gittiğinde yüksek fiyatlardan oldukça rahatsız. Fiyatlar hem cep yakıyor hem de porsiyonlar o kadar küçük ki insan doymuyor. Özellikle porsiyon yetersizliği meselesine bir çare bulmak lazım.
Her ürün için gramaj ve porsiyon kuralı ile bunlar düzeltebilir. Mesela bir kafede, bir porsiyon patates kızartmasında, iki yüz gram bile patates kullanılmıyor. Patatesin market ve pazarda ortalama kg fiyatı 17 TL olduğunu düşünürsek, orta ölçekli bir kafede 100-200 TL porsiyon fiyatı verilmesi ne kadar ticaret ahlakına uyuyor?
Bir işletmecinin iş yapış şeklinde herşeyden önce müşteri memnuniyeti olması gerekmiyor mu? Sonra sinek avlıyoruz diye şikayet ediliyor... Müşteri memnun ayrılması için ana yemek ve yancılarının memnun edici olması çok önemli.
'GINNIK GİBİ' PORSİYON
Herkes işini iyi yapmalı, elbette para kazanılacak ancak dengenin sağlanması lazım. Dikkat çeken başka bir örnek ise et ve balık restoranlarındaki meze tabaklarının porsiyonun küçüklüğü. Biz Egelilerde bir deyim vardır "gınnık gibi" işte tam öyle.Örneğin porsiyonu 100 gram bile olmayan kalamar için en az 500 TL fiyat belirliyor.
Yine başka bir örnek acılı atom, o da benzer şekilde en az 200-300 TL fiyat belirliyor restoranlar. Bu arada sene başı itibariyle fiyatların görünür şekilde asılması gerekiyordu. Maalesef buna uymayan pek çok işletme var. Ülkemizdeki ticaretin kurallar ve sistem etrafında birleşme hususunun dışına çıkılmamalı. Müşteri, suiistimale uğratılmamalı ve serbest piyasada hak ve hakkaniyet gözetilmelidir.
