Herkesin hayatı ile ilgili bir takım kuralları, kırmızı çizgileri vardır ve bizi birer karakter yapan şey budur. Sınır problemi olanlar, yetişkinliğe sağlıklı bir şekilde geçiş yapamamış kişilerdir. Çünkü sınırları, bir insanı aynı zamanda yetişkin yapan şeydir. Sınırlarını koruyamayan insanın da sınır sorunu vardır, kendi sınırını aşıp başkalarının arazisine giriş yapanların da... Bazı insanlar böyledir. Onların sınır problemleri vardır. Aslında, doğa boşluk kabul etmediği için, sen sınırlarını ne kadar açarsan, diğer edepsiz de o kadar girecektir. Marifet, diğer kişiyi daha sınırın başında durdurup bir daha çizgiyi aşmaması gerektiğini anlatabilmektedir.
İNTİKAM NARALARI
Sana bir yanlış mı yapıldı? Elbette her sağlıklı birey gibi, sınırlarını koruyacaksın. Eğer evine (doğal sınırlarına) bir saldırı varsa, kendini ve hattını müdafaa etmen en tabii hakkındır. Bu noktada Hz. İsa gibi, diğer yanağını çevirmeni söyleyecek kadar aziz biri olamam.
Bu had hudut tanımayan edepsizleri isterseniz 'domuz' diye (Gerçi domuza da yazık) tanımlayalım. Bizim bu mahluku evden kovduğumuzu düşünelim. Tüfekle kovaladık, domuz kaçtı. Ama çok kızdık. Çünkü kaçmadan önce bizim evi iyice dağıttı, altını üstüne getirdi. Üstelik bunu ilk kez de yapmıyor.
O yüzden dedik ki, buna bir son verelim. O bizim canımızı yaktı, biz de domuzunkini yakalım. İntikam naraları atarak düştük domuzun peşine!
Azdan az, çoktan çok gider, diye...
KİRLENİRSİNİZ
Benim önerim, onu sadece hayatımızdan süresiz olarak kovup çıkarmaktan ibaret olacaktır.
Karşımızdaki kişinin bir arsız, edepsiz olduğunu bir an bile akıldan çıkarmamak gerek.
Herkes, kendi yaratılışındaki silahlarla dövüşür. Domuzun tıknaz yapısı, hızı, dişleri var mı sizde? Bunu unutmayın bir an bile! Tüfeğiniz vardır ama domuzun derisi kalındır ve merminiz sınırlıdır. İlk seferinde vuramazsanız, bırakın kaçsın.
Yoksa siz zarar göreceksiniz.
Kurtulun o enerjiden! Domuzu evine kadar kovalamayın.
Çünkü siz o değilsiniz.
Domuzla güreşmeyin! Çamur, domuzun evidir.
Orada kazanamazsınız. Siz kirlendiğinizle kalırsınız, domuz da bundan zevk aldığıyla...
