• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Plaj travması HAKAN URGANCI

Plaj travması

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Temmuz 2020, 19:42

Çeşme Çiftlikköy'deki Fun Beach, uzun yıllardır başarısını sürdürür. Bana göre plajı bir yana, özellikle Palm Restoranı çok başarılı lezzetler sunar. İstanbul'dan misafirlerimiz gelince plaj sefasıyla akşam yemeğini birleştirelim deyip Fun Beach'de karar kıldık.
Otoparkta bizi karşılayan görevli, 'yenilenen' giriş şartlarını açıkladı. kişi başı 200 lira ücret alıyorlardı ve bu paranın tümü içeride harcanabilirdi.
Yani belli bir parayı harcama sözünü 'peşin' vermiş oluyordunuz. Burada akşam yemeği de yemeyi düşündüğümüz için, bu rakam verilebilir geldi bize. (Tabii sadece yüzmeye gelenler için korkunç bir rakam) Ödememizi 800 lira olarak trink aldılar ve bize 4 adet karekod verdiler. İçeriye girdiğimizde bize verilen karekodları cep telefonumuza taratarak Orwi adında yeni bir uygulamayı cebe indirdik.
Sonra da ödediğimiz ikişer yüz liraları telefonumuza yükledik.

ÖNLEM KABUSA DÖNDÜ
Akşam yemeği zamanı gelince Palm Restoran'a geçip oturduk. İki üç masa dışında mekan boştu. Cebimizdeki Orwi uygulamasıyla masadaki karekodu okutunca restoranın menüsünden istediğimiz yemeği seçip masaya sipariş edecektik. Yani hesapta garsonla temasımız minimum olacaktı. Corona önlemi hesabı...
Bir baktık ki tüm ürünlerde 'tükendi' ibaresi var! Garsona gidip sorduk.
'Bir saniye' dendi. Beş dakika sonra menü yine ekranda belirdi. (Sanki özellikle kapatmışlardı.) Tabii sipariş verirken bazı hatalar yaptık. Menünün geri dönüşü belli değildi. Sorduk.
Onlar da sistemi daha tam öğrenememişti.
Ama iyi bir sistem olduğunu iddia ediyorlardı. Başka bazı işletmeler de bu sisteme geçmişti.
Sonunda bir şekilde sipariş verebildik ama belli bir noktada paramız bitti. Yükletmek için tekrar kasanın yolunu tuttuk. Romantik bir akşam yemeği, yeni müfredatı öğrenmeye çalışan bir öğrencinin gerginliğiyle başlamıştı. Neyse sonunda hepimiz siparişi vermeyi başardık. Yalnız misafirimin ana yemeği yarım saattir gelmiyordu. Garsonu çağırıp bifteklerin nerede kaldığını sorunca garip diyalog başladı.

- Size söylemediler mi?
- Neyi?
- Biftek kalmadı. Yeni bir şey seçin.
- İyi de kardeşim sen olan ne varsa onu söyle.
- E her şey var işte!
- Kardeşim dalga mı geçiyorsun, biftek yokmuş?
- Onun dışında her şey var .
- İyi o zaman bitek yerine iki tane orkinos ızgara getirin.
Arkadaş gitti. Bizim yemek bitti, arkadaşlarım aç. Yirmi dakika geçti, hala gelen giden yok. Çağırdık garsonu...
Bu sefer sempatik siyahi servis elemanı geldi.
- Nerede kardeşim bizim yemekler?
- Ne yemeği? Mutfak kapandi abijim.
- Dalga mı geçiyorsun?
Yoo. İlaşlama var, mutfak kapandi.
- Ne diyorsun yaa?
- Abijim bana niye bağiriyorsun?
-Tamam be, getir o zaman paramı.
Çocuk geldi yüz lira getirmiş.
- Bu ne?
- Yüz lira.
- Ne yüz lirası yahu! Benim alacağım 170 lira...
- Bilmiyorum abijim bana böyle verdiler.

KAMERA SAKASI GIBI
Artık arkadaşım delirdi. Kamera şakası gibi! Bağırma çağırma var, şef ilgilenmiyor. Olan zavallı servis elemanına oluyor. Ben gidip söylendim. 70 liramız geldi ama ne bir özür ne bir açıklama...Ben yıllardır Fun Beach'e giderim böyle bir şey yaşamadım. Ya bu sisteme adapte olamadılar, ya da bu sezonun personeli çok ilgisiz. Bunca yıl başarısıyla adından söz ettiren Arda Çayırlı'nın bu işe süratle el atacağına inanmak istiyorum. Yoksa bizim gibi munis insanları bile çıldırtan bu teknoloji kabusunun Black Mirror dizisinin kötü bir bölümüne dönüşmesi işten değil...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.