DHKP-C nedir, nereye gider?
***
Tekrar DHKP-C'ye döneceğiz, ancak ben PKK meselesinde bir çözüm sürecine girildiği bu dönemde bu örgütün isminin çokça duyulmasının çok zengin çağrışımlar barındırdığını düşünüyorum. Hatırlayalım, 1970'li yıllarda Asala adından bir örgüt çıktı. Diplomatlarımızı şehit ediyordu Asala. Biz bu örgütle on sene uğraştık ve sonunda bu örgütü belirli yöntemlerle yok ettik. Fakat, tam yok ettiğimiz noktada önümüze bir başka gerçek çıktı: Koskoca bir etnik Ermenicilik ve "soykırım" iddiaları. Biz terör örgütü Asala'yla uğraşırken bu mücadele diyasporadaki etnik Ermeni bilincini ateşleyen bir etki yaratmış ve çok güçlü bir ermeni siyasi bilincini oluşturmuştur.
Asala'nın bittiği noktada PKK adında bir örgütle tanıştı Türkiye. Tam 30 sene bu örgütle savaşıyoruz. Belki 50 bin PKK'lı teröristi imha etti güvenlik güçlerimiz. Açık olan bir şey var, aslında Türkiye PKK'yı yendi. Nitekim başta Abdullah Öcalan olmak üzere herkes "silahlı mücadele dönemi iki yıl önce bitti" açıklaması yaptılar. Bugün barış süreci adını verdiğimiz süreç aslında PKK'nın silahlı mücadelede gideceği bir yer olmadığı için başlamıştır. Evet, PKK terörü bitiyor, bitiyor ama bu 30 yıllık silahlı mücadelenin arkasında PKK'nın ne bıraktığına bir bakalım: Etnik bilinçli bir siyasi Kürtçülük ve ayrılıkçılığa meyyal bir siyasi örgütlenme. 30 sene önce Kürt vatandaşlarımız arasında böyle bir etnik-Kürtçü bilinç söz konusu değildi. Silahın gölgesinde gelişmiş bir antiteden bahsediyoruz bugün.
***
PKK'nın bitti dendiği günlerde bu kez karşımıza vahşi eylemleriyle öne çıkan bir başka örgüt çıkıyor. Şu soruyu zihnimize bir çengel gibi takmak zorundayız: DHKP-C eylemlerinin arkasından ve altından karşımıza ne gibi bir sosyal fay hattı kırığı ve çöküntüsüyle karşılaşacağız?
Benim kanaatim şudur: DHKP-C ile 10 yıl mücadele edeceğiz ve sonunda Asala ve PKK olayında olduğu gibi muhtemelen devlet gücüyle bu örgütü de yok edeceğiz. Ancak 10 yıl sonra göreceğiz ki karşımıza DHKP-C adlı silahlı örgütün yönlendirdiği, etkilediği bir halk tabanı çıkmış. Bu seferki sosyal fay hattı kırığı muhtemelen Ortadoğu'da yaşananlara da uygun olarak mezhepsel bir nitelikte olacaktır. Daha açalım: DHKP-C'nin ortaya çıkışını Alevi vatandaşlarımız üzerinde önümüzdeki dönemde oynanacak bir oyunun ilk hamleleri olarak okumak gerekir.
Devleti de uyaralım: Silahlı örgütler ile etnik veya mezhepsel ayrılıkçı siyasi bilincin oluşması arasında doğrudan bir ilişki vardır, onun için dikkat!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.