"ABD gezisinden ne kazandık" sorusu sorulmaya devam ediyor. Yapılan yorumlar umumiyetle gezinin başarılı geçtiği, ancak üst seviyedeki beklentilerimizin birçoğunun karşılanmadığı yönünde. Bu yorum geziyi izleyenler için makul gelebilir, ancak ABD gezisinin bu kadar basit ele alınması da eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Bir kere kimse unutmasın ki Türkiye sadece iyi misafirperverlikle tatmin edilip evine gönderilecek bir ülke olmaktan çoktan çıktı. Ayrıca ABD gibi devlet protokolü konusunda titiz bir ülke üst düzey protokol uyguladığı bir ülkenin başbakanına bir şeyler vermeden, hatta belli konularda onları tatmin etmeden göndermez. Bu ABD'ye güvenmek güvenmemek meselesi değildir, bu amiyane söylemek gerekirse işin raconudur.
***
Tekrar başa dönelim: Türkiye ABD'den ne aldı, nerede aldı? Perşembe günü yapılan resmi görüşmelerden bazı ortak görüşlerin deklarasyonu dışında tabii ki bir şey çıkmadı. Zaten resmi görüşmelerde genellikle ayrıntıya Ohio'nda ve büyük çerçeve çizilir. Türkiye'nin neler aldığını görmek için o geçen yapılan dar bir kadroyla gerçekleştirilen toplantıya bakmak lazım. Başkan Obama, Başbakan Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Türk Dışisleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ABD Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanı'nın katıldığı toplantı asıl ABD gezisinin kalbi niteliğinde. Türkiye bir şeyler aldıysa, ki aldığı kesin, işte bu toplantıda aldı. Anlaşılıyor ki bu toplantıda ayrıntıları inilmiş ve daha teknik konular konuşulmuştur. Ben bu son toplantıda Suriye konusunda kamuoyuyla paylaşılamayacak cinsten bazı kararlar alındığını düşünüyorum.
***
Benim bu tahminimi okuyanlar haklı olarak soracaklar: Ne gibi kararlar bunlar? Bir kere Esad'ın devrilme sürecini hızlandıracak bazı özel kuvvetler operasyonlarının daha çok yapılması kararı alındığını tahmin ediyorum. Çünkü Suriye gibi bir savaş alanında özel kuvvet operasyonları zaruridir.
İkincisi Türkiye'nin ABD yönetimini istihbarat konusunda ikna ettiği anlaşılıyor. Zaten toplantıdan dışarıya sızan en somut sonuç "anlık istihbarat"ın ABD tarafından verileceği hususudur.
Bu sözünü ettiğim toplantıyı çok önemsiyorum. Gizlilik yanının ağır basması da ayrıca benim bu toplantıya verdiğim önemi teyit ediyor.
ABD yönetimi muhtemelen kendisi açısından açıkça vermesinde sakınca gördüğü destegi örtülü bir biçimde veriyor. Büyük devletlerin çokça denediği bir yöntem bu.
Gezi ile ilgili bazı bilgiler daha da netleşiyor ve gezinin karne notu da yükseliyor.