Hakan Fidan olayı ve içerdeki sazanlar
Öyleyse en baştan ele alalım meseleyi:
Siyaset yaptığı dönemlerde Süleyman Demirel'den bizzat dinlemişimdir: "MİT darbeler hakkında bize bilgi vermez; 12 Mart'ı da 12 Eylül'ü de haber vermedi" derdi.
MİT son döneme kadar hiçbir vakit bağımsız bir kuruluş olmadı. TSK'nın yan kuruluşu gibi bir hüviyet MİT'in kurumsal kimliğini oluşturuyordu.
Türkiye'nin MİT'i hiçbir zaman güçlü olmadı. Şişirilmiş ve insanda korku duygusu uyandıran, paranoyaları tahrik eden ama içi boş bir teşkilattı MİT. Ben bu durumu gözleriyle görmüş ve yaşamış birisiyim. 28 Şubat döneminde hazırladıkları uyduruk raporlar, irtica ve PKK üzerine yazdıkları ve hiçbir yaratıcılığı olmayan raporlar dün gibi hafızamızda.
Bugün ise bambaşka bir MİT var karşımızda. Mental coğrafyalarda dolaşan, gerektiğinde bıçak gösteren, mıntıka temizliği yapma kudretine sahip olan ve her şeyden önce bağımsız hareket etme kapasitesine sahip ve Türkiye'nin bağımsız ilerleyişinde geçtiği yolları önceden temizleyen bir MİT.
Bu kadar mı? Hayır, beka analizi yapabilen, müzakere düzeni kurabilen, öngörü haritaları çıkarabilen bir istihbarat teşkilatıdır bu.
Gerçek olan bir başka husus: MİT'in bu şekilde çalışabilmesi için de elindeki tüm imkanları seferber edebilen bir Türkiye ve hükümet var ortada.
***
Meşhur WSJ Gazetesi Hakan Fidan'la ilgili bir yazı yazdı. Sonra bir başka yazı Washington Post'dan, bildiğimiz o geri zekalı gazeteciden geldi.
Özetle şunu söylüyorlardı bu yazılarda: "Türkiye artık bölgesinde bağımsız bir politika yürütüyor ve bunun da ince işçiliğini Başbakan Erdoğan adına Hakan Fidan yapıyor". Yazılardaki örtük mesaj "Hakan Fidan öyle kolay makasa alacağınız türden bir adam değil; ayrıca Ortadoğu ve benzer yerlerde de durmadan operasyon yapıyor" şeklinde özetlenebilir.
İşte Türkiye'deki saçmalıklar dizisi de bundan sonra başlıyor. Başta dış işler bakanımız olmak üzere herkes Hakan Fidan'ın bir saldırı ile karşı karşıya olduğu varsayımından hareketle onu korumaya aldılar. Söz konusu yazılar güçlü ve kudretli bir Hakan Fidan tasviri yansıtırken bizimkiler zavallı, gelenin geçenin vurduğu, korunmaya muhtaç bir Hakan Fidan profili inşa etmeye çalıştılar.
Tipik paranoya yüklü eski Türkiye varyantı sizin anlayacağınız.
Oysa bana göre WSJ'daki yazı adamakıllı araştırmış, doğru sonuçlara ulaşmış bir yazıydı. Orada tarif edilen MİT Müsteşarı bizim milyonlarca liralık PİAR'la oluşturamayacağımız türden bir güç odağı.
Bu tarifin üzerine yatıp keyif yapmak yerine niye herkes "yok kardeşim Hakan Fidan bir şahin değil, aslında bir kırlangıç" demeye çalışıyor, ben de bunu anlayamıyorum.
Bu işgüzar çevrelere basit bir sorum var: arkalarında kim olursa olsun batılıların güç ve kudret odağı olarak tarif ettikleri MİT Müsteşarımızı neden "üzerine herkesin durmadan operasyon yaptığı biri" haline dönüştürüp tersi bir algı oluşturmaya çalışıyorsunuz?
Biz CIA başkanına insanüstü güçler atfettiğimiz vakit siz hiçbir Amerikalı yetkilinin çıkıp " yok canım, bunların hepsi iftira, CIA başkanı iyi çocuktur" dediğini duydunuz mu?
Peki, bu yazılardan sonra ne demek lazımdı?
Bence şunu: "Aynen öyle kardeşim, yerseniz!"
Aksi halde Türklerin o malum özgüven eksikliğinin tüm çirkin yüzü ortaya bir kez daha çıkıyor işte.
***
Ben WSJ yazarını başarılı araştırmasıyla gerçekleri yazdığı için kutluyorum.
MİT gibi akıl kullanan bir istihbarat teşkilatımız olduğu için mutlu olmalıyız.
Artık yabancılar bize haber veriyor ki Teşkilat-ı Mahsusa hikayeleri anlattığımız dönemler bitmiştir.
İyi çalışan, bizim için çalışan, nizamı alem için çalışan çok güçlü bir MİT var devlet hayatımızda.
Lübnan'da kaçırılan iki pilotumuzun sağ salim alınıp gelinmesi çok şey anlatmıyor mu bize?
O nedenle bir kere daha tekrar edeyim: Lütfen Hakan Fidan'ı hiç kimse korumaya kalkmasın, çünkü Hakan Fidan'ın korunmaya filan ihtiyacı yok; o dünyanın en güçlü adamlarından biri zaten; ve üstelik mesaisinin bir bölümünü de onu korumaya çalışanları korumak için harcıyor.
Ayrıca kimse ona operasyon filan yapmıyor, geçmişte gördük, yapanların da elinde patlıyor.
Amerika'daki adam Türkiye'ye çalışıyor, bizdeki sazanlar da MİT'i ve Hakan Fidan'ı tartışmaya açıyor.
"Stratejik aklın okuması" diye bir şey var, değil mi ama?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.