Uzun söze, fazla lâfa gerek yok.
İşte budur derler ya, bu da öyle bir ifade! Aklıma gelen başka bir örnek var. Yurt dışında katıldığım bazı toplantılarda şöyle pankartlar dikkatimi çekiyordu. Çiftçi olmazsa gıda olmaz, gıda olmazsa hayat olmaz! Şimdiden söyleyeyim, bu ifadeyi yine bu stratejik konuda yazacağım başka bir yazının başlığı olarak kullanacağım. Yıllar önce bir TV programımda da şöyle demiştim;
"Çiftçinin cebine konulan para suya atılan taş gibidir. Dalga dalga yayılır, sonunda herkes kazançlı çıkar."
HEDEF BELLİ - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) bünyesinde oluşturulan Tarım Komisyonu, mottosunu (şiarını) "Çiftçi kazanırsa herkes kazanır" diye belirleyince bu yazıyı yazmak da şart oldu tabii... Burada hedef çok açık ve net; Türkiye'de tarım sektöründe katma değerli ve sürdürülebilir üretim ve ihracat için politikalar geliştirilmeli. Peki daha sonra ne yapacağız, nereye varmak istiyoruz?
Türkiye'nin yıllar öncesinden önüne koyduğu hedefi tekrar vurgulayalım. Bu ülke 40 milyar dolar tarım ve gıda ürünü ihraç etmeli. Şu anki durumumuz nedir diye sorarsanız; birkaç hafta önce yazmıştım.
Türkiye'nin 2018 yılı tarım ve gıda ihracatı 17,2 milyar dolar.
İHRACATTAN BAŞKA ÇARE YOK - Varsa köşemizin izleyicileri mutlaka fark etmişlerdir. Israrla bir şeyin mücadelesini yapmaya çalışıyorum. Türk tarım ve gıda sektörü kesinlikle rotasını ihracat olarak tespit etmelidir. Başka bir seçenek yok. Olamaz da... Kamuoyunda genel kabul görmüş değerlendirmelerin aksine Türk tarım sektörü dünya tarım liginin çok önemli bir oyuncusu konumundadır.
Daha önce de yazdığım üzere tarımsal hasılamız 79 milyar dolardır. Bu performans Türkiye'yi (muhtemelen) dünyada altıncı sıraya oturtmaktadır. Ama bu tek başına sorunu çözmez ve çözmüyor. Bu çerçevede anahtar kavramlar ar-ge, inovasyon (yenilikçilik) ve akıllı tarım uygulamaları eşliğinde tarım ve gıda sektörünün teknoloji ile bütünleşmesidir. Son tahlilde uluslararası markalar yaratmayı başarmış ve bu alanda tamamen sanayi teknolojisine dönüşmüş bir tarım ve gıda sektörü ortaya çıkarmaktır.
YOL HARİTASI ÇİFTÇİDEN BAŞLIYOR - Bu uzun soluklu mücadeleye nereden başlamalı sorusunun cevabını ise TİM Tarım Komisyonu, Tarım ve Orman Bakanlığı desteği altında son derece gerçekçi bir biçimde veriyor. Özetle çiftçi olmazsa bu uzun vadeli stratejinin yol haritası hedefini kaybeder. Öyleyse Türk çiftçisi sürdürülebilir bir gelir elde etme düzeyinde olmalı ve para kazanabilmelidir.
Bu nasıl olacak ve nasıl olabilir gibi soruların cevaplarını ise fırsat bulduğumda yine bu köşede tartışmak istiyorum.