• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Kuraklık ve susuzluk küresel soruna dönüştü İSMAİL UĞURAL

Kuraklık ve susuzluk küresel soruna dönüştü

ismail.ugural@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12 Aralık 2020, 20:04

Şu anda sadece dünyada ve Türkiye kamuoyunda değil, daha özel olarak tarım sektörünün gündeminde de 'iklim değişikliği', 'kuraklık' ve 'su yetersizliği' sorunları yoğun biçimde tartışılıyor.
Ancak sorun giderek daha kaygı verici boyutlara ulaşmaya başladı. Somut bir örnek vereyim. Birleşmiş Milletler Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2020 Küresel İklimin Durumu Raporu'nda, 2020'nin şimdiye kadarki en sıcak yıl olma yolunda ilerlediğine dikkat çekiyor.
Dahası, WMO, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020'nin modern kayıtların tutulmaya başlandığı 1850'den bu yana en sıcak altı yıl olduğuna da işaret ediyor.

TARİH BOYUNCA NÜFUS HAREKETLERİ
- Bu yazıyı yazdığım dakika itibarıyla dünyanın nüfusu 7 milyar 830 milyon 735 bin idi... Peki 1000 yılında dünyanın nüfusu ne kadardı?
400 milyon! 1500 yılında ne oldu?
458 milyon! 1800 yılında insanoğlu 1 milyar sayısına ulaştı. Şimdi daha çarpıcı gelişmeler var. 1900 yılında 1 milyar 650 milyon olan dünya nüfusu 50 yıl sonra 2.5 milyara tırmandı. Ama asıl sarsıcı gelişme ondan sonra meydana geldi.
2000 yılında 6.125 milyar olan küresel nüfus artık hızla 8 milyara doğru yol alıyor.
Ve 2050'de ise 10 milyar rakamına yaklaşmış olacağız! "Tarih boyunca nüfus hareketleri analiz edilmeden ekonomik ve sosyal, dolayısıyla tarımsal gelişmeler anlaşılamaz," sözünü hep söylüyorum.

BU SICAĞA KAR DAYANMAZ - Diğer yandan söz konusu aşırı nüfus artışı olgusu ile birlikte son 100 yıl içinde ekonomik üretim de aşırı boyutlarda artış gösterdi.
Küresel düzeyde hızla yükselen kişisel refah ve buna bağlı tüketim patlaması kaçınılmaz olarak doğal kaynaklar ve özellikle iklim üzerinde çarpıcı sonuçlara yol açtı. Halen yaşadığımız su sorunu ne yazık ki hem dünyada hem ülkemizde gittikçe büyüyecek. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız şu değerlendirmeyi yapıyor: "Derneğimizin ilgili çalışma kurulları tarafından takip edilen ülkemizin yağış ve kuraklık verileri analiz edildiğinde, 2021 yılının su yönetimi açısından zor bir yıl olacağı açık bir gerçektir. Büyük kentlerimize içme ve kullanma suyu sağlayan barajların doluluk oranları hızla düşmekte ve kritik su alma seviyesine yaklaşmaktadır. COVID-19 salgın dönemi içinde evsel su kullanımının yüzde 10 civarındaki artışı ve sonbahar yağışlarının geçen yıla nazaran ortalama yüzde 40 oranında az olması önümüzdeki aylarda su yönetimi üzerindeki baskıları artıracak.
Bu olumsuz durumun özellikle İstanbul ve İzmir kentlerimizde daha yoğun bir şekilde yaşanacağını öngörmekteyiz."

ÇORAKLAŞMA TEHLİKESİ - Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kurucu ise yine önemli bir tehlikenin altını çiziyor: "Azalan yağışın topraklarımıza etkileri çok ağır olacak. Her kış yağışı, toprakta doğal ya da gübreleme yoluyla biriken tuzları yıkamakta ve tohum ekim dönemine temiz bir yüzey toprağı sağlamaktadır. Azalan yağış ile yetersiz yıkanan toprak içi tuzlarının sonraki yıllara bakiye tuz olarak kalması topraklarımızın giderek çoraklaşmasına neden olacak. Bunun örnekleri Ege Bölgesi havzalarının batı bölümlerinde etkili bir şekilde görülmektedir. Artan sıcaklık ve buharlaşmanın getireceği daha fazla sulama suyu ihtiyacı da üreticilerimizi bozulan su kalitesine bakmaksızın sulamaya zorlayacak. Bu döngü en verimli topraklarımızın çoraklaşmasını hızlandıracak ve sonuçta üretimin telafi edilemez düşüşüne yol açacak!".
Haftaya devam ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.