Milletçe tatili seviyoruz. Kurban Bayramı dolayısıyla tam on gün tatil yaptık. Daha 2 ay önce Ramazan Bayramı'nda da 9 gün tatil olmuştu.
Tatillerin uzun olması önemli bir sirkülasyona yol açıyor. Büyük şehirlerimiz boşalıyor.
Ek otobüs ve uçak seferlerine rağmen seyahat talebi karşılanamıyor. Kimi memleketine, kimi yurt dışına, kimi tatil beldelerine olmak üzere insanlarımız akın akın koşuyor.
Bu durum bir bakıma sevindirici. Halkımızın alım gücünün arttığını, ülke olarak ekonomik seviyenin yükseldiğini gösterir.
Yurt içindeki seyahatlerin ve tatil beldelerine gidişlerin ekonomiyi hareketlendirdiği bir gerçek. Toplam harcamalar milyarlarla ifade edilmekte. Buna mukabil tatilin uzamasıyla doğan işgücü ve üretim kaybının hesabını dikkate almak gerekir.
GÜL VE DİKEN
Dünyada Cemal ve Celal, lütuf ve kahır yan yanadır. Niyazi Mısri "Görürsün bir gül açılsa yanında har (diken) olur peyda" diyor.
Evet hiçbir aman dikensiz gül bulunmaz.
On günlük bayram hareketliliği ve sevincinin yanında üzücü gelişmeler de oldu.
Son bayramda trafik kazalarında 122 kişi hayatını kaybetti. Geçen Ramazan bayramında 129 kişi ölmüştü. Birçok yaralı ve araç hasarı da var.
150 GÜN TATİL
Kubbealtı Lugati'nde "tatil" şöyle açıklanır: "Faaliyetine ara verme, durdurma; kanuna göre çalışmaya ara verilen süre; dinlenmek ve eğlenmek maksadıyla çalışılmadan geçirilen süre." Eskiden okullar ve resmi daireler cumartesi günleri öğleyin saat bire kadar mesai yapardı. 1974'te hafta sonu tatili 2 tam güne çıkarıldı.
Bunun dışında Yılbaşı, 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 15 Temmuz, 30 Ağustos, 29 Ekim resmi tatilleri ile Ramazan ve Kurban bayramlarıyla birlikte yılda 15 gün tatil yaparız. 104 günlük hafta sonu tatilleri ve 30 günlük yıllık izni de hesaba katarsak, bir senede toplam 150 günü tatille geçiriyoruz. Bayram tatili uzatmaları bu rakama dahil değildir.
SEVİNÇ GÜNLERİ
Konuya çok maddi açıdan baktığımın farkındayım. İşin manevi yönü daha farklıdır.
İstanbul küçük bir Türkiye demektir.
Bayramlarda ülkenin dört bir tarafına gidişler olur. Bu insanların, yakınlarıyla buluşup görüşmeleri, büyüklerinin ellerini öpüp onları sevindirmeleri, ciddi bir mutluluğa yol açar.
Bu kaynaşma, bu ortak sevinç millet olarak bizim önemli bir değerimizdir. Dini bayramlar, bayram namazları, kurbanı, şekeri, ziyaretleri, yardımlaşma ve görüşmeleriyle, aynı zamanda milli birliğimizi pekiştiren bir özellik taşır.