• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Delilik az akılla olmaz MEHMET DEMİRCİ

Delilik az akılla olmaz

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Nisan 2019, 20:36

Meczup, Allah aşkıyla aklı başından gitmiş, dünyaya aldırmaz duruma gelmiş olan cezbeli kimse veya Hak aşığı demektir. Bunlar bizim toplumumuzda eskiden beri saygı gören zararsız delilerdir.

Sadık Yalsızuçanlar velut bir yazardır. Çeşitli türlerde irili ufaklı 150 civarında kitap çıkarmış. Kolay okunan rahat bir ifadesi var. Son kitaplarından birinin adı "Deli Tomarı"(Profil kitap) tanıtımı şöyle yapılmış:

Meczup hikayelerinden oluşan Deli Tomarı aşklarının aşkınlığı sebebiyle aklı başından giden insanlara yakından bakmamızı sağlıyor. İster evsiz, fakir, elbiseleri yırtık, saçları yağlı, dilenen; ister "normal" görünümlü, eğitimli, musikişinas, meşk eden biri olsun, kitaptaki herkesin ortak yönü şeydalık yani aşkın çokluğundan dolayı aklı başında olmamak.

Deli Tomarı, aşkın divane eden çılgın coşkusu ile bu dünyadan soyutlanan, benliğinden geçen kimselerin başka bir alemi görünür kılan hikmetli sözlerini ve biricik hikayelerini okuyucusuyla paylaşıyor. Kitaptan bir hikaye:

DELİ HIZIR
Uzun boylu, avurtları çökük biriydi. Yaz kış kürk yakalı, kirden parlayan montu sırtındaydı. Çarşının gülüydü. Her sabah kepenkleri kaldıran esnafa Kurşunlu Cami'de" ölü var, ölü!" diye bağırırdı.

En çok Emniyet Müdürü Selami Bey'in yanında keyiflenirdi. Selami Bey buraya, iki yıl önce atanmış, Hızır'ı geldiği hafta tanımıştı. Adetiydi: Gittiği yerde ilk hafta tebdil-i kıyafet dolaşır, şehri daha yakından tanımaya çalışırdı. Buraya gelince bir taksiciden aracını emanet almış, gün boyu şehirde dolaşmıştı. Bir anonsta Yukarı Bayır Mahallesi'nden bir adres vermişler, giderken Hızır taksiyi durdurup, "Beni Kurşunlu Cami'ye atıver" dedi. Selami Bey, "Müşteriye gidiyorum, başka bir taksi çevir" cevabını verdi.

Hızır üsteledi: "Beni bırak da öyle git." Selami Bey: "Olmaz, müşteriyi bekletemem, siz başka bir taksiye binin."

Gazladı. 2-3 kilometre gitti. Taşköprü'ye geldi. Ne görsün! Hızır köprübaşında bekliyor. Durdu. Hızır: "Zamanın var, dert etme, müşteriye yetişirsin, önce beni bırak.

"Buyur" dedi Selami Bey. Korkmuştu. Kurşunlu Cami'ye bıraktı. Hızır, "Yarın paranı getireceğim" deyip indi, uzaklaştı. Arkasından şaşkın şaşkın bakakaldı. Çağıran müşteriye zamanında yetişmişti.

Ertesi gün daireye gittiğinde, Deli Hızır sekreterlikte bekliyordu. "Hoş geldin" dedi. Selami Bey, "Hoş gördük. Paranı getirdim" diyerek uzattı Hızır. Selami Bey: "Paranı cebine koy. Tamamdır. Gel bir çay içelim" dedi. İçeri geçtiler. Parayı sümenin üzerine bıraktı. "Olmaz" dedi Selami Bey.

"Sana değil, taksici Yaşar'a veriyorum" dedi Hızır. Selami Bey o günden sonra Hızır'sız gün geçiremedi. Her gün bir şekilde mutlaka görüşüyorlardı. Ya çarşıda karşılaşıyorlar ya Selami Bey akşam onun kaldığı harabeye gidiyordu.

DEPREM
Hızır, Selami Bey'i asıl deprem gecesi şaşırttı. O akşam lojmana erken dönmüş, yemeği yedikten sonra kanepede televizyon seyrederken içi geçmiş, uyuyakalmış, rüyasında Hızır, "Kalk! Ne uyuyorsun? Deprem olacak" demişti. Uyandı. Karısı yatak odasındaydı. Uyandırdı. Dışarı çıktılar. Deprem başladı, otuz saniye sürdü, bina yerle bir oldu.

Deli Hızır'ın karıştığı böylesi düş öyküleri çoktu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.