Balçova Yukarı Çarşı Camisi semtin en eski ve merkezi durumdaki ibadet yeridir. Burada Cuma günleri sabah namazından sonra, cemaate ve gelip geçenlere çorba ikram edildiğini duyunca, gidip gördüm. Gerçekten öyle, Cuma sabahları caminin önünde bir hafta çay ve kahvaltı, bir hafta çorba ikram edilmektedir.
Caminin imamı Turgay Yiğit ikramı bizzat kendisi yapmaktadır.
Camiden çıkan cemaat sıraya girmekte, çorbasını alarak sabah kahvaltısını orada yapmaktadır.
İki hafta üst üste sabah namazına giderek sunulan ikramı yerinde gözlemledim ve caminin hocasıyla bir söyleşi yaptım.
İmam Turgay Yiğit 31 yaşında genç, dinamik, alçak gönüllü, konuşkan, pozitif enerji saçan, sempatik bir kimse. Ben sordum, o anlattı.
Camiye daha çok cemaat çekebilmek için bu işe girişir. Önce birkaç abinin desteğiyle çay makinesi alır. İkramlardan sonra her geçen hafta katılım artar. Masrafları camiye gelenlerden arzu edenler gönüllü olarak karşılar. Mesela fırın sahibi birisi poğaça, kurabiye getirir.
Yanında zeytin, peynir, Allah ne verdiyse ikram edilir.
Bir kazan çorba 500 TL'ye çıkar.
Bunu da gönüllü biri karşılar.
Cuma sabahı namaz çıkışı 20-30 dakika süren bu ikram sırasında insanların iyilik duyguları, güzel niyetleri somutlaşır. Samimi bir dayanışma ve dostluk havası yaşanır. Zaten asıl amaç da budur. Benim gittiğim cumalarda Balçova Kaymakamı Ahmet Hamdi Usta ve mahalle muhtarı Recep Pervanlar da vardı.
RAMAZAN BEREKETİ
İmam Turgay Hocaya başka şeyler de sordum, coşkuyla anlattı:
Özellikle Ramazan günlerinde cami-cemaat ilişkileri daha ileri bir boyuta çıkmaktadır. Bayanların ilgileri daha fazladır. Hocamız ayda bir gün bayanları toplayıp, bir hanım hoca getirerek onlarla sohbet yapmasını sağlayacak.
Böylece camiden kadınların da faydalanmasını düşünüyor.
Turgay Hocaya göre imamın asıl işi halkın nabzını tutmak olmalıdır, namaz kıldırmak en son görevdir.
YAZ KURSLARI
Bilindiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaz aylarında çocuklar için yaz kursları uygulaması vardır. Turgay Bey'e bunu sordum. Kendisi bu konuda çok heyecanlı. Yazın 50-60 çocuk kurslara başlamış. Anlattığına göre dersleri eğlencelidir. Hem ders hem de oyun ve yarışmalar, gofret, çikolata ikramları vardır.
Sonunda her yıl 20'ye yakın çocuk Kur'an öğrenmektedir.
Ayrıca dini bilgiler, anne-baba saygısı, temizlik, dürüstlük, güzel ahlak, abdest, namaz öğretir.
Ona göre çocuklarla ilgilenmek daha önemlidir, onlar bizim geleceğimizdir. Bu yaz kurslarına katılanlardan çocuklardan bazıları, daha sonra da camiye gelip giderler. Hoca çocukların ebeveynleriyle de konuşarak evlatları hakkındaki görüşlerini dile getirir, bir tür rehberlik hizmeti de verir.
AYNİ VE NAKDİ YARDIM
Turgay Yiğit yardıma muhtaç aileleri kollayıp gözetir, onlara gıda, eşya ve başka ihtiyaç maddeleri alıp bizzat götürür, onlarla dostluklar kurar. Bu tür masrafları çevredeki hayırsever kimselerden temin eder. Ramazanda bilhassa hanım cemaatten bazıları zekat, sadaka ve başkaca malzeme getirerek, ihtiyacı olanlara verilmek üzere hocamıza bırakır.
FIRSAT EĞİTİMİ
Hocamız fırsat eğitimini iyi bilir, nikahlarda, cenazelerde gittiği evlerde, insanları sıkmadan onlara konuşur. İnsan ilişkileri çok iyi olduğu için böylece yeni dostluklar kurulur. Onun asıl derdi gençlerdir; namazlarda yeni gençler gördü mü beklemelerini söyleyerek onlarla konuşur, hal hatır sorar muhabbet eder, çabuk kaynaştığı için sonuç da alır. Böylece elverişli olanlarla münasebetini devam ettirir. Uyuşturucu müptelası iki genci kazanmış ve bu kötü alışkanlığı bırakmalarını sağlamıştır.
GÖREV AŞKI
Şöyle der: Ben camide görev yapmayı, cemaati, insanları çok severim. Şimdi, gel seni müftü yapalım, deseler kabul etmem. İnsanlarla birebir ilişki içinde olmak, onların dertleri le dertlenmek benim daha çok hoşuma gider. İmamlığı, mihrabı, namaz kıldırmayı severim.
Ayrıca konuşmadan duramam.
Cuma günleri vaaz ederim, öğle namazından önce, bir kişi dahi olsa 15 dakika konuşurum.
Sohbetlerimde üst perdeden laflar etmem, aşağı inerim, insanların kolayca anlayacağı dilden konuşurum. Bazan fıkra anlatır, cemaati güldürürüm, bazan bağırıp uyuyanları uyandırırım.
Samimi davrandığım için beni severler. Her namazın sonunda bir dakika, sadece bir dakika bir dini konuyu anlatırım. Kısa olduğu için etkili ve akılda kalıcı olur.
Dileğim bu tür din görevlilerinin sayısının çoğalmasıdır.