Aşkın ve sevginin ne olduğunu bilmeyip, bu "kutsal duyguların" arkasına sığınanlar, bazen tüyler ürperten bir "seri cinayet" başlatıyor adeta.
Sanki gizli bir el düğmeye basıyor... Terk edilen sevgililer ve eski kocalar, silahlarını çıkarıp "sevdiklerini iddia ettikleri" kadınları birer birer öldürüyor.
Birbirlerini mi tetikliyorlar ya da arsızca özeniyorlar mı bilinmez. Ama biri başlayınca, diğeri de bu hain yolun kanlı izlerini takip ediyor.
Kimi, cinayetin ardından alçakça bir yalana sarılıyor: "Beni aldattı!"
Kimi, "Pişman değilim" diyor.
Kimileri ise pişmanlığını, hakim karşısına çıkarken sergilemek için "kravat takıyor" ve "iyi hal indirimi" istiyor.
DÖPİYES, TOPUZ, YÜZÜK
Ve bu cinayetlerle ilgili verilen kararlar değişkenlik gösteriyor. Bir hakimin en üst sınırdan verdiği cezayı, diğer bir hakim, katil "kravat" taktığı için iyi halden sayıp, indirebiliyor.
Bu "erkekçe aksesuarın" neden iyi halden sayıldığını anlamıyor ve merak ediyorum. Aklıma şu soru geliyor: Peki bir kadın cinayet işlerse, "ne takarsa" iyi halden sayılır ve indirim alır!
Bilezik, yüzük, kolye, halhal!... Belki de saç modeli etkili olur? Topuz, at kuyruğu, düz bir fön ya da doğal bukleler!
Döpiyes midir mesela "iyi hal" verecek kostüm. Hani şöyle diz altında biten bir etek ve topuksuz ayakkabılar... Bilemiyorum...
Amaç, cinayet işleyen bir kadını kurtarmanın değil; bu "çelişkili" düzene son vermenin yolunu bulmak elbette.
Bir ruh hastası, o kadını öldürmeyi kafasına koyuyorsa yapıyor.
Kendisine savcılık emriyle koruma polisi verilen kadınlar bile çoğu kez bu acı sondan kaçamıyor.
Adam, birkaç yıl yatıp çıkacağından emin... Kravat takarsa iyi hal indirimi alacağından da...
Bir cinayetin tek bir hafifletici nedeni vardır: Nefsi müdafaa
Onun haricindeki her cinayet, "katıksız suçtur ve cezası hafifletilemez!"
SÖZDE ERKEKLER!
Literatürümüzde yeni bir kelime var uzun zamandır: Kadın cinayetleri...
Bir kadını, "sevdiği", "sevilmediği", "terk ettiği", "evlenmediği", "barışmadığı" gerekçesiyle öldüren ve kendinde bu hakkı gören "sözde erkekler" hiçbir indirimden yararlanmamalı hatta cezalar artırılmalı.
Hele ki boyuna bağlanan bir kumaş parçası, bu acımasız cinayetin hafifletici nedeni olmamalı!
Keşke maşallah deseydim!
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni tebrik ettim, "bravo" dedim. "Aman da ne güzel bir iş yaptılar, dondurucu soğuklarda, Fuar'daki Hol'ün kapılarını evsizlere açıp sıcak yuva verdiler" dedim. Peki ne oldu? Büyükşehir, adamları bir hafta sonra kapı dışarı etti iyi mi? Hem de soğuklar sürerken. Neymiş, Güçsüzler Evi'nde barındırmaya devam ediyorlarmış. Madem Güçsüzler Evi yeterliydi, fuarın kapılarını niye açtınız? Bu zavallı adamlar sizin oyuncağınız mı? Gel deyince gelecekler git denilince gidecekler! Birini önce sevindirip sonra da o mutluluğu elinden almak nasıl bir keyfi yöneticiliktir!