Çığlık çığlığa bir öfke büyüyor içimizde.
Hani aramızda, "karıncayı bile incitmeyenler" vardı ya... O bile, gözünü kırpmadan öldürebilir Özgecan'ın katilini.
Bir yerlerden idam, bir yerlerden hadım, diğer yandan linç sesleri yükseliyor günlerdir.
Ve öyle bir haldeyiz ki, bu önerilerin hangisi yasalaşsa EVET diye bağırarak kabul edeceğiz!
Peki ne oldu?
DÖVER DE SEVER DE
Bugüne kadar binlerce kadın cinayeti işlendi. Pek çok kadına tecavüz edildi. Hepsinde ortalık bir süre yerinden oynadı. Kadın dernekleri sesini yükseltti, bazı yasalar değişti. Ama sonra unuttuk gitti.
Bu cinayetlerin ve vahşetin hiçbiri, Özgecan kadar yakmadı sanki canımızı. Niye?
Çünkü Özgecan, "toplumsal tahlil"e göre, aralarındaki en "masumuydu"!
Evli ve boşanmak isteyen kadınlar şiddet gördüğünde, toplumun bir bölümü "Kocasıdır ne var, döver de sever de" dedi.
O kadın, eski eşi tarafından öldürüldüğünde ise "bu sözde aşığı" haklı gören bir zihniyet vardı aramızda.
Hele bir de kadın, boşandıktan sonra başka bir erkekle birlikte olduysa, eski eş "namusunu temizlemişti!"
Pippa Bacca. Hani o gelinliği ile sokaklarda gezip otostopla yolculuk yapan ve barış mesajı vermek isteyen İtalyan sanatçı. Tecavüz edildi ve öldürüldü. Dedik mi içimizden, "Eeee arkadaş sen de manyak mısın? Gelinlik giyip otostop yapılır mı?" diye.
İstanbul'da surlarda fotoğraf çekmek isteyen Amerikalı Sarai Sierra... Onu öpmek isteyen bir ayyaşa direndiği için öldürüldü. "Gezmeseydi kardeşim tek başına surlarda!" dedik mi? Dedik. Kabul edelim!
Özgecan'a bir şey diyemiyoruz ama değil mi?
Sabah, annesinin verdiği sütünü içip okula gitmişti çünkü O. Sütünü içecek daha da büyüyecekti Özgecan. Büyüyünce de psikolog olacaktı.
Toplumun hastalıklı yönünü görmüştü. Değiştirecekti bu çarpık ruh hastalarının psikolojisini!
Okuldan çıkmış, evine gidiyordu Özgecan.
Diyemeyecek kimse işte, "Oralarda buralarda gezmeseymiş" diye. Sabah da sütünü içmişti! Kimse onu eleştirecek tek bir açığını bulamadı! Özgecan masumdu!
Oysa bütün kadınlar masumdu işte. Onu öldüresiye döven, bıçaklayan, kurşunlayan bir adamdan kurtulmak istiyorlardı.
Cesur ama güçsüzdüler. Kendilerine "Bir daha yapma" diye parmak sallayan bir toplum değil, uzanacak bir yardım eli bekliyorlardı.
Ve şimdi o toplumdan bir yardım daha bekliyorlar. Yasaların değişmesini. Hakimlerin "paşa gönül kriterleri"ne göre değil, kesin kurallara bağlanmış yasalar istiyorlar!
Ne kravat ne takım elbise giydi diye hiçbir tacizci, tecavüzcü ve kadın katili indirim almasın.
Öyle cezalar verilsin ki, hiçbir sözde erkek, bir daha böyle bir vahşeti aklının ucundan bile geçirmesin.
DESTEK VERİN!
Bu cezanın adı tıbbi hadımdan, müebbete kadar nereye uzanıyorsa uzansın.
Ama en önemlisi de bu bir kadın hareketi olmasın!
Erkekler! Siz de katılın aramıza. Bize destek verin.
Bu toplumda "erkeğim" diye dolaşan, ama ne olduğu belli olmayan mahluklara karşı yanımızda olun.
Hangi feminist düşünce ne derse desin. Bu sorunu tek başımıza çözemeyiz.
Biz sizin, anneniz, çocuğunuz, arkadaşınız, dostunuz, sevdiğiniz ve en önemlisi sizi seven kadınız.
Bu canilerle yasalarla mücadele edebilmek için çıktığımız yolda bizi yalnız bırakmayın!
Bizim hissetiklerimizi "kadınca" deyip anlamıyorlar.