Vallahi billahi klişe değilmiş...
Öyle internette dolaşan abuk sabuk bilgi de değilmiş...
Kesin bilgi yayalım!
"Bırak gitsin... Dönerse senindir!"
Bu sözü, Recep İvedik falan söylemiyor...
Brad Pitt açıklamış!
Brad denilen adam, bir nevi "sevgili prototipi", "rol modeli", "bilirkişisi" gibi bir şey!
Sana inanmayacağız da kime inanacağız Brad!
Angelina Jolie ile boşanma davası süren Brad Pitt, kapağı olduğu dergiye açıklama yapmış ve "Birini seviyorsan serbest bırak. Bunun ne demek olduğunu hissederek de biliyorum artık. Bu, birini sahiplenmeden sevmek" demiş...
Sahiplenmeden sevmek Türklerin genetiğinde yok ama yaa...
Biz bırak sahiplenmeyi; elimizden gelse, adamı/kadını Tapu Müdürlüğü'ne götürüp, "Ben bunu üstüme yapmak istiyorum" diyeceğiz!
Deri altına çip yerleştirip, uydudan attığı adımı takip edeceğiz!
Adam, "Canım senin ismini alnıma dövme yaptırmak istiyorum, ne dersin" dese, "Ayyy çok tatlısın. Yap tabii" yanıtı vereceğiz ki, normal şartlarda "Aklını mı kaçırdın sen" demek gerekir!
İnanmayan sevgilisinin üzerinde deneysel çalışma yapsın!
Mutluluktan ölüp, whatsapp kızlar grubunda, kalpli mesajlar içinde "Bana ne dediiii biliyor muunuz kızlaaaar" yazacağına adım kadar eminim!
Erkekler de bir alem zaten!
Vallahi bu ayrı bir yazı konusu, bir gün İzmirli erkekleri yazacağım...
İzmirli kızların rahat olduğu efsanesini kim çıkardı bilmiyorum...
Rahatlık derken!
"Benim eşim/sevgilim bana hiç karışmaz. Ben rahatlıktan öleceğim! İstediğim gibi giyinir, gezer, tozarım hiiiç karışmaz sağ olsun" diyen kaç kadın var yahu bu memlekette...
Hayır biz mi İzmir'in başka yerinde yaşıyoruz!
Bir yerlerde "gizli İzmir" falan var da biz mi bilmiyoruz nedir anlamıyorum!
Varsa, adres tam olarak neresi?
"Biri konum atsın" diyebileceğimi mi sanıyorsunuz!!!
Ne münasebet!
Konum falan atmayın işim olmaz!
Evet tehlikeli sulardan çıkarak konumuza geri dönelim!
Brad iyi demiş hoş demiş, güzel yöntem söylemiş de, teori ve pratiği buluşturmak Türkiye'de zor...
Siz en iyisi sevdiğinizi, rüzgara salınan uçurtmalar gibi serbest bırakın...
Bırakın rüzgarda süzüle süzüleee uzaklaşsın...
Dönerse sizindir!
Haa bu arada küçükken uçurtma uçurtmuştunuz değil mi?
Ne yapıyorduk hatırlayın!
İpi elinizden bırakmıyorsunuz!
Baktınız uçurtma mavilikte gözden kaybolmak üzere...
İpi hemen geri toplayın!
Bakın döndü ve sizindir!
ADINI DAĞLARA DEĞİL DUDAĞINA YAZMIŞ!
Buyur işte...
Ne dedim?
Bizde olmaz öyle serbest bırakma işleri...
Biz aşkımızı illa davul zurnayla ilan edeceğiz...
Olmadı Cumhuriyet Meydanı'nda pankart açacak, adını dağlara yazacağız....
Neslihan Atagül de yakınlarda dağ bulamayınca, eşi Kadir Doğulu'nun isminin baş harfini dudağının içine dövme yaptırmış!
Kadir Doğulu da "Kuzum çıldırdın mı" dememiş ve kabul etmiş... Gerçi benim anlamadığım bölüm şöyle... Neslihan, evde durduk yerde ya da yemeğin ortasındayken "Canım seni çok seviyorum bak" diye dudağının içini mi açıyor!
Bunun neresi romantik!
Peki Kadir Doğulu'dan karşılık olarak ne bekliyor...
Adam gözkapağının içine mi dövme yaptıracak!
İKİZLERE 1.3 MİLYON DOLAR
George Clooney, ikiz bebeklerinin doğumu için 1.3 milyon dolarlık bütçe ayırmış...Acaba bir yanlışlık mı var... Amal Clooney, ikiz yerine, biniz falan mı dünyaya getirecek... Clooney çifti, galaksi için yeni bir dünya mı kuruyor...
Üstün ırk mı geliyor nedir...
Eğer böyle değilse, ne yaptın George!
Eşine çeyrek altın bile takmayanlar için çıtayı fena yükselttin..
