Bodrum'da sevgilisi ile tatil yaparken, görüntülenmesine tepki gösteren Cem Yılmaz, magazin gazetecilerine şöyle demiş:
"Yeter evinize gidin"
★★★
Aaa ne güzel!
Keşke bütün patronlar senin gibi düşünse Cem!
Böyle keyfe göre mesai saatleri belirlense...
Canımız isteyince "Benden bu kadar şekerim.
Eve gidiyorum" diyebilse herkes, ama olmuyor...
Eminim o gazeteciler de senin "yol vermenin" ardından, "Çok da umurumuzdaydı senin mayolu fotoğrafın" diyerek, makinelerini, kameralarını toplayıp, evlerine gidip, şöyleeee ayaklarını uzatıp dinlenebilmeyi çok arzulardı!
Ama işte okur, sizin özel hayatınızı; yaptığınız filmlerden, dizilerden, sahnelediğiniz oyunlardan daha çok beğenip takip ediyor!
Gazetecilere de sizin aşk, meşk hayatınızı takip etmekten başka seçenek bırakılmıyor...
★★★
İşte o nedenle...
Gazetecileri, mahallede top oynayan çocukları azarlar gibi azarlayıp, "Yeter evinize gidin" demişsin ya Cem!
Bir daha yaramazlık yaparlarsa toplarını kesme olur mu!
Bak söylüyorum kadınlar çıldırıyor
Adana'da eşinden şiddet gören kadın, evi ateşe vermiş...
Bir zamanların aşk; bugünlerin ise şiddet yuvası, yanmış bitmiş kül olmuş...
Söylüyorum, ama pek inandıramıyorum sanırım...
Kadınlar bu şiddet, dayak, aldatılma, taciz, tecavüz derken yavaş yavaş çıldırıyor...
Devran dönüyor...
Böyle giderse, gazetelerin üçüncü sayfalarındaki "katil ve maktul" yer değiştirecek...
Demedi demeyin!
Ve toplum da kadınlara katılır...
Yer bu kez Antalya...
Konu 15 yaşındaki genç kıza tecavüz...
Kızı, "Birine söylersen, seni öldürürüm" diyerek tehdit eden evli ve 3 çocuk babası 40 yaşındaki zanlı yakalanıp, tutuklanıyor...
Buraya kadar normal...
Sorunun diğer bölümü ise, zanlının adliye çıkışında yaşanıyor...
25-30 kişilik grup, zanlıyı linç etmeye çalışıyor ve polisin biber gazlı müdahalesiyle zorla dağılıyor...
Bak bunu da söylüyoruz işte...
Vazgeçin şu abuk-sabuk kravat indirimlerinden, iyi hallerden...
"Bu adam nasılsa salıverilecek" düşüncesi artık sabır taşırıyor...
O adliyeye giren, hakim karşısına çıkarılan bir tecavüzcünün, hiçbir şart ve koşul altında salıverilmeyeceğine herkes ikna olmalı...
Yeter!
Nerede o eski ayrılıklar?
Sanal dünya ile birlikte "ayrılmanın" da kuralları değişti.
Eskidendi o, fotoğrafları yırtıp, mektupları iade etme dönemi.
Şimdi ne yapılıyor?
Ayrıldığında ilk iş "ex" sevgiliyi takipten çıkarıp sosyal medyanın sanal dehlizlerine gömüyor, ardından "rahmetlinin" anısına fıstıklı helva fotoğrafı paylaşıyor ve etiket olarak da "#next" yazıyorsun...
İşte o kadar...