Hayatın zorlukları karşısında ayağınızın altından yerin çekildiğini hiç hissettiniz mi? Ya da bir yere tutunabilmek için hiç mücadele verdiniz mi? Geçen hafta gösterime giren "Yerçekimi" uzay boşluğunda 'hayatta kalma' mücadelesini anlatsa da gerçek hayata dair de çok mesaj iletiyor. Nefesimi tutarak izlediğim "Yerçekimi" son yıllarda karşıma çıkan en iyi bilim-kurgu filmi.
Önce filmin kısa bir özeti: Dr. Ryan Stone ilk uzay yolculuğuna emekliliğinden önce son görevine çıkan deneyimli astronot Matt Kowalsky'nin yönetimindeki mekikte çıkar. Uzayda rutin bir keşif yürüyüşü sırasında bir felaket yaşanır. Mekik çarpan bir cisim sonucu paramparça olur. İki bilim insanı uzay boşluğunda yapayalnız kalırlar. Yeryüzü ile iletişimleri tamamen kopmuştur ve sonsuz karanlıkla baş başadırlar. Şimdi korkunun yerini panik alır, üstelik var olan sınırlı oksijenleri de gitgide tükenmektedir. İkili eve, dünyaya dönüş yolunu bulabilecek midir?
"Yerçekimi" sonsuz bir uzay boşluğuyla başlıyor. İki astronotun hayata dair konuşmaları beşlik ediyor bu etkileyici görüntüye. Daha sonra uzay boşluğunda bir nokta gibi görünen astronot kameraya doğru yaklaşmaya başlıyor. İşte o an full adrenalin pompalanmaya başlıyor damarlarınıza. Nefesiniz kesiliyor. Ve her karede temposu artan bir gerilim, kolay kolay unutulmayacak bir görsel, işitsel bir görsel şölen başlıyor. Baştaki bu sakin, upuzun tek planlı sahne adeta fırtına öncesi sessizliğinde.
Uzayda hayatta kalma mücadelesi
"Yerçekimi" aksiyonunu uzayın yarattığı tehlikelerden alıyor. Ama filmde asıl öne çıkan insan psikolojisi. Korkuları karşısında bir insan ne yapar? Hayata tutunmak için nasıl bir çaba gösterir? Ciddi bir kayıp yaşayınca hayatın gerçekliğine nasıl katlanır? "Yerçekimi" uzayın uzamında bu soruların cevabını da arıyor. Yönetmen Alfonso Cuaron'ın hayata dair tespitleri oldukça etkileyici.
"Alfonso Cuaron olağanüstü bir yeteneğe sahip bir yönetmen olmasaydı bu filmde sıradan bir gişe filmi olmaktan öteye geçemezdi. Cuaron'un uzay çekimleri daha önce hiçbir filmde görme şansına sahip olmadığımız bir görsel zenginliğe sahip. Cuaron'ın kamerası uzayın derinliklerinde süzülerek sıra dışı çekimlerle -geniş çekimlerden yakın çekimlere- değişik açılarla seyirciyi koltuğundan kaldırıp yavaşça filmin uzayına dahil ediyor. Bilimkurgu efsaneleri Tarkovski'nin "Solaris" ve Kubrick'in "Uzay Yolculuğu: 2001" filmleriyle bir akrabalık bağı bulunuyor "Yerçekimi" nin. Onlara bir saygı duruşu.
BULLOCK SÜPER
Filmin başrolleri Sandra Bullock ve George Clooney'e emanet edilmiş. Oyuncuların ikisi de unutulmaz bir performans sergiliyor. Bullock ve Cuaron işbirliğinden unutulmaz bir Ryan Stone karakteri ortaya çıkmış. Özellikle de Sandra Bullock. Oyuncu "Blind Side" filminden sonra ikinci 'Oscar'ını kazanması sürpriz olmaz. Çünkühayatta kalma yolculuğunu geçmişinde yaşadığı trajediyle iç içe geçirerek hayata yeniden gülümseyebilmeyi mükemmel bir şekilde yorumluyor Bullock.
"Yerçekimi" sinema tarihinde çekilmiş olan en iyi bilim-kurgu filmlerinden birisi ve hakkı bir sinema salonunda izlenmek. Yönetmen Alfonso Cuaron'ı daha yakından tanımak isteyenlere daha önce çektiği özellikle "Son Umut" ve "Harry Potter Azkaban Tutsağı" filmlerini öneririm.
İyi bayramlar.
Haftanın Filmi
Paranoya
Adam Cassidy önemli bir telekomünikasyon şirketinde iyi bir kariyere sahip olmak için hırsla çalışmaktadır. Ancak dikkatsizliğinden kaynaklanan bir hata şirketin önemli miktarda para kaybetmesine neden olur. Bu nedenle de patronunu zor bir durumda bırakır. Bu hatayı telafi etmesi ise ilginç bir görevle mümkün olacaktır. Yani rakip firmaya transfer olup, Wyatt için muhbirlik yapması gerekecektir. Heyecanla seyredeceğiniz filmin başrollerinde Harrison Ford, Gary Oldman ve genç yıldız Liam Hemsworth bulunuyor.
