Referandum bitti; çıkan sonuç tektir ve kesindir;
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halkın oylarıyla kabul edilmiştir. NOKTA...
Küsüratlı oyların, az veya çok fark gibi detayların; siyasetin ve siyasetçinin siyasi yorumu olmaktan öte bir anlamı yoktur.
Referandumun sandık sonucu tartışılmaz dedik ama siyasi sonuçlarını ve analizini de yapmak gerekir.
Öncelikle; AK Parti dahil tüm partiler kendi hesabına düşen siyasi mesajı doğru okumalı ve bu paralelde siyaset üretmeli ki; bir sonraki seçimde istediği sonucu alabilsin. Bu onların kendi iç muhasebesi.
Benim bugün sizlere söylemek istediğim mesajlar farklı. Şöyle ki...
1- Katılımın yüzde 85 olması (ki; aslında bu rakamın daha yüksek olduğu, yurtdışındaki oy kullanma oranının nispeten düşük olması dolayısıyla ortalamayı düşürdüğü belirtiliyor siyaset yorumcuları tarafından) Türkiye'nin ve Türk insanının demokratik olgunluğunu gösteriyor. Katılımın bu kadar yüksek ve siyaset dilinin özellikle son günlerde daha sert olmasına rağmen oylamanın kansız, kavgasız bir şölen halinde geçmesi;
Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelere oranla mukayeseli üstünlüğümüzü gösterir.
2- Türk siyasi tarihinde ilk kez millet, kendi iradesi ile siyasal sistemin değişmesi yönünde bir irade beyan etmiş ve bu irade, ekseri çoğunluk tarafından onaylanmıştır. Daha önce bu tür değişikliklerin ve anayasaların hep darbe dönemlerinde ve darbe yönetimlerince yapıldığı düşünülürse, millet ilk kez kendi kaderini kendi tayin etmiştir.
3- Sandıktan çıkan sonuç, Türkiye, Erdoğan ve İslam düşmanlığı yapan Avrupa ülkeleri ile ABD'ye Türk tokadının çakılmasından başka bir şey değildir..
MHP DESTEĞİNİ VERMİŞTİR
4- "MHP tabanı referandumda oy vermedi" sözü siyaseten geçerli bir çıkarım değildir. Rakamlar ortada. Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılındaki seçimde aldığı oy 21 milyon.16 Nisan referandumunda ise 25 milyon kişi 'Evet' dedi. İşte aradaki 4 milyon oy farkı içinde MHP seçmeninin katkısı büyüktür.
Bu bir genel seçim değil, sistem değişikliği ile ilgili bir oylama olduğu için partilerin kendi tabanlarından fire vermesi kadar doğal bir sonuç olamaz. MHP olmasa idi bu sonucun alınması da, bu değişikliğin Meclis Genel Kurulu'ndan çıkması da mümkün görünmüyor. Özetle;
MHP tabanı referandumda oy vermedi demek akla da uygun olmaz, seçmen hareketine de uygun olmaz..
5- Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden alınan oyun oransal karşılığı ortalama yüzde 60'tır. Üzerindeki PKK terör örgütü ve onun siyasal destekçilerinin baskısı ortadan kalkan Kürt seçmen sandıkta 'evet' bloğuna verdiği oyu 450 bin arttırarak; milli birlik ve beraberliğimizi de konsolide etmiştir. Bu mesaj başta iktidar tarafından ama aynı zamanda muhalefet partileri tarafından da doğru okunmalı ve atılacak adımlarda mutlaka dikkate alınmalıdır.
ORANTISIZ GÜÇ HAYIR LEHİNE KULLANILDI
6- Yüz yılı aşkın süredir uygulanan siyasal sistemin değişmesi büyük bir olaydır ve büyük değişimler her zaman kitleleri korkutur. Özellikle Büyükşehirlerde yaşayan ve kentli dediğimiz kesim, var olan kurulu düzeninin bozulmasından (kredi çekmiştir, ödemeleriyle ilgili sıkıntı yaşayacağından korkar, çocuğu özel okulda okur, taksitlerini ödeyemeyeceğinden çekinir, bir sosyal hayatı vardır ve bunu artık yaşayamayacağından endişe duyar gibi..) korkar, çekinir. Ve, referandum ile birlikte halka sorulan Parlamenter sistem yerine Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirilmesi ile ilgili özellikle büyükşehirlerde alınan sonuçlar; ekseri oranla bu endişenin yansımasıdır. Keza; uzun süredir iktidarda olunması, birikmiş muhalefetin tortusunu başka sebeplerle de ortaya çıkartabilir. Bugünden itibaren yapılması gereken tüm bu endişelerin yersiz olduğu yönünde bu insanları ikna yönünde somut adımlar atmaktır.
7- CHP'nin Genel Başkanı ve kurmaylarının savunageldiği, devlet imkanlarının evet lehine orantısız güç olarak kullanıldığı tezi eğer; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların görevleri gereği seyahatlerinde kullanmak zorunda oldukları araç, koruma gibi konular ise; bundan doğal bir şey olamaz.
Ama ben burada bir büyük parantez açarak eğer ortada bir orantısız güç kullanımı var ise; bunu kullananın 'Hayır' lehine çalışan taraf olduğunu söylemek isterim. Almanya, Hollanda, Avusturya, ABD ve İngiltere gibi ülkelerin tüm istihbarat örgütleri para yardımı dahil tüm unsurlarıyla HAYIR için çalışmıştır ve bu bütün dünyanın gözü önünde olmuştur.
Yani; Referandum sürecinde bu devletlerin gücü, Hayır lehine orantısız güç olarak kullanılmıştır.