Babalar çocuk bakmayı bilmiyor. Yeni bir şey mi bu? Hayır. Babalar çocuklarla ilgilenmeyi görevleri olarak görmediği için bizim toplumumuzda baba-çocuk ilişkisi yok denecek kadar azdır. Babalar çocukları korkutmaya yarar. "Baba korkusu" diye bir şey var. Geçtiğimiz günlerde TRT'de yayınlanan "Aileler Yarışıyor" programında sordular, "Çocuklar neden korkar diye?" 100 kişiye sorulan bu sorunun ilk 6 cevabından birisi "baba korkusu" idi.
Yani bizim ailelerde baba çocuk ister ama ne anne hamileyken çocukla ilgilenir ne de doğduktan sonra. Erkek olursa çok sevinir, kız olunca mahzunlaşır, sonra bütün sorumluluğu anneye bırakır. Eşi yeni doğum yaptığında bebek ağladığı için odasını hatta evini terk edip giden erkekler var. Kaynanalar da bunu destekliyor, "Eee sabah işine gidecek adam. Uyumayıp ne yapsın?" Peki, kadın ne yapsın? "Aaa annelik kadının asli görevi. Uyumayacak uyutacak, yemeyecek yedirecek, giymeyecek giydirecek vs..."
KORUMACI ANNELİK
Anneler de isyan edecek gibi oluyor ama bebeklerini görünce hemen yumuşayıveriyorlar. Annelik güdüleri ağır basıyor ve onlara yüklenen bu görevi ellerinden geldiğince iyi yapmaya çalışıyorlar ama abartıyorlar. Korumacı bir anneye dönüşüyorlar ve çocuklarını yanlış eğitiyorlar. Evet, iyi bakıyor, yediriyor-içiriyor, hasta olduğunda çok iyi bakıyorlar ama hepsi o kadar işte. Hatta yedirme-giydirme işinde bile abartıya kaçtıklarını söylemek lazım.
Babalar da babalarından kalma alışkanlıkla çocukla ilgilenmek istemiyorsa anneler de onları işin içine katmıyor ama en ufak bir sorunda onu suçlamayı ihmal etmiyorlar.
Atv'de yeni yayınlanmaya başlayan "Baba Panik Yapma" programında bunu görmek mümkün. Programın konseptine göre 4 baba çocuklarıyla birlikte bir eve yerleşiyor. Ve diğer babalarla birlikte birkaç gün hem çocuklara bakıyor hem de evin işleriyle uğraşıyorlar. Temizlik, yemek vs. gibi...
Anneler de kameralardan izliyor onları, gerekirse müdahale etmek için.
HAYAL KIRIKLIĞI
Babalar yanlış üstüne yanlış yapıyor. Yemek yedirirken, oyun oynarken, sokakta dolaşırken. Geçenlerde bir baba hayvanat bahçesine götürdü üç çocuğunu ve vahim "güvenlik" hataları yaptı mesela. Kirli bebek bezlerini ortalarda bırakanlar mı istersiniz, çocuğun altını bağlayamayanlar, ilaç içiremeyenler vs...
Anneler dehşet içinde seyrediyorlar olan biteni. Genellikle büyük kız çocukları yönlendiriyor babayı, "yanlış yapıyorsun, öyle olmaz!" diyerek.
Tabii programda bir de doğruları gösteren, ne yapılması gerektiğini söyleyen uzman bir baba var. Programın amacı annelerin işinin ne kadar zor olduğunu göstermek ve babaların bunu fark etmelerini sağlamak. Babalar da bunu fark ediyor gerçekten. Hakikaten zor iş annelerin yaptığı. Ama program yapımcılarının hesaplamadığı bir durum var ki o da annelerin "hayal kırıklığı". Kendileri olmadan evin dönemeyeceğine inanan anneler onlarsız geçen 4-5 günün sonunda bir bakıyorlar ki hayat onlarsız da devam ediyor. Çocuklar yeni duruma çabucak alışıyorlar, babalar da giderek işin püf noktalarını öğreniyorlar, hatta çocuklar babaları daha esnek olduğu için daha çok seviyorlar. Bölüm sonunda kavuşma sahnelerinde bunu görmek mümkün. Çocukları tarafından özlemle karşılanmayı bekleyen anneler, umdukları sahnelerle karşılaşmayınca, çocukların bu yeni evden ayrılmak istememelerini görünce "saçlarını süpürge etmenin" bir işe yaramadığını görmüş oluyorlar. Hayat, onlarsız da devam ediyor. Herkesin yeri dolduruluyor.
Öyleyse yapılması gereken, işi abartmadan yapmak. Annelik görevini de, babalık görevini de...