Günümüzde işletmelerin yoğun rekabet ortamında rakiplerinden farklı bir yerde olması ve tüketicinin zihninde yer alması markalaşma ile mümkün oluyor. Hedef kitlesine mesajını doğru bir şekilde iletmesi yoluyla marka imajını geliştirmek ve markaya bağlılık yaratmak da ülkelerin ve o ülkelere bağlı işletmelerin temel amacı haline geliyor. Ülkelerin tanınması ve gelişmesi marka şehirlere bağlıdır. Günümüzde yalnızca ürün ve hizmetler değil; ülkeler, bölgeler hatta şehirler de markalaşmanın konusu haline geldi. Ülkelerin markalaşma stratejileri, şehirleri sadece turistler için bir cazibe merkezi haline getirmek için değil, aynı zamanda yeni yerleşimcileri, yatırımcıları ve girişimcileri çekmek için de uygulanmaktadır. Bunun için ise ülkenin tüm paydaşlarının markalaşma sürecine katılması ve uygun marka kimliğinin oluşturulması önemlidir.
Geçtiğimiz günlerde ihraç ürünlerinde, her türlü faaliyet ve yazışmalarda marka olarak "Türkiye" ibaresinin kullanılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Türk milletinin köklü tarihinden gelen değerlerine büyük bir özen gösterildiği ifade edilen genelgede "Türkiye" markasının ulusal ve uluslararası mecrada ülkenin çatı markası olarak kabul edildiği vurgulandı. Genelgede, Türkiye Cumhuriyeti devletinin, binlerce yıllık devlet geleneğinin ışığında, kadim Türk milletine yakışır, nitelikli ve değerli çalışmalar gerçekleştirerek milletin kültür ve değerlerini muhafaza etmeyi ve yüceltmeyi temel görevlerinden biri olarak kabul ettiği belirtildi.
KAMPANYA BAŞLATILDI
Bu genelgeye istinaden İletişim Başkanlığı ülkenin ulusal ve uluslararası isminin 'Türkiye' olarak kullanımını, uluslararası mecralarda daha etkin bir şekilde duyurmak amacıyla 'Hello Türkiye' adlı kampanya başlattı.
Türkiye markasını güçlendirme çalışmaları kapsamında hazırlanan kampanya tanıtım videosu, İletişim Başkanlığı sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Tanıtım videosunda, Türkiye'nin farklı yerlerindeki yabancı turistlerin kendi telaffuzlarıyla 'Hello Türkiye' diyerek mesajlarını gönderdiği görüntüler yer aldı. Kampanya ile sosyal medya üzerinden yabancıların Türkiye'nin adının farklı dillerdeki kullanımlarının önüne geçerek, 'Türkiye' ibaresinin yaygınlaşması amaçlanıyor. Bu kapsamda İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren yurt dışı basın müşavirleri de kampanyanın duyurulması için çeşitli çalışmalar yapıyor.
İZMİR'DEN ÇIKAN İSİM
Ülkelerin markalaşması kendi alanında markalar ortaya çıkarması ile mümkündür. Bu çerçevede Türkiye'nin ismini dünyaya duyuran, işini tutku ile yapan, şampiyon bir marka yaratan Harun Cici'den bahsetmeden geçmek olmaz.
Harun Cici, İzmir'de saçı nakış gibi işleyen bir usta kuaför.
Erzurum'un Tortum ilçesinin Alapınar köyünden İzmir'e uzanan başarılarla dolu ilginç bir hayat öyküsü var.
Markalaşmayı başaran bir kadın kuaföründen, doğayı korumak için mücadele eden bir aktivistliğe uzanan ilginç bir yaşam ve başarı hikayesine sahip. Çocuk yaşlarda berber dükkânlarında çıraklıkla başlayan serüvenini bugün ulusal ve uluslararası düzeyde birçok ödül ve dünya şampiyonluğu ile sürdürüyor. İlk dükkânını daha 16 yaşındayken açmış. Okullu olamamış. Ama öyle bir yetiştirmiş ki kendini, mesleğini adeta bir sanata dönüştürmüş.
Kiev'de yapılan Uluslararası Kristal Melek Güzellik ve Kuaför Festivali'nde 'Büyük Ödüle' layık görülen Harun Cici'nin klasik kuaförden farklı bir fotoğrafı var. Mesleğindeki başarısı ile olduğu kadar sosyal sorumluluk projeleriyle de adından söz ettiren Harun Cici, mesleki ve toplumsal konularda duyarlı bir isim. Dost sohbetlerinin aranan ismi, birçok sosyal etkinliğe bir kuruş bile almadan destek veren, doğduğu köyde her sene festival düzenleyen bir vefakar..Yeni yeni saç modelleri yaratıyor. Eserleri o denli ilginç ki, görünce diliniz tutuluyor.
Bu açıdan bakınca Harun Cici, İzmir'den çıkan, uluslararası ödül kazanmış başarılı bir isim... Bu isimleri ya da kuruluşları ortaya çıkarmak da "markalaşma" çalışmalarının bir sonucu olsa gerek...
Son söz; "Yaptığı işi gönlünde hissedenin içinde ırmaklar çağlar." Mimar Sinan.
