Cezalı ve sakat olan ve benim tanımlamamla 'Mahşerin Üç Atlısı' Quaresma, Atiba ile Tolgay, yeşil sahalara dönmüştü, en nihayetinde... Tolgay'ın kenarda oturtulmasına, içten içe sitem ederken, 'Adriano-Gökhan Gönül tercihine takılmıştı kafam! Yani Caner'i; neden tercih etmişti Şenol Hoca?
Ön yargılarımın, 'Ukalalık!' seviyesine ulaştığından olacak, o Caner'in asistiyle golü yapıştırıverdi Babel, henüz üçüncü dakikada... Ağızımın payını tam almamışım, haddimi çok aşmışım ki, yine Caner'in katkısıyla geldi ikinci gol, Negredo imzasıyla...
Akigolar koşmadı
Elbette, şu ligin en mükemmel oyuncularına sahiptir Beşiktaş... Kenarda oturanlardan ağırlıklı bir takım tertibiyle sahaya çıksa bile, elbette yine dünkü oyuna yakın bir oyun kalitesi yakalardı ancak, Akhisarspor, kendi evinde bu kadar gömüldüğünden dolayı ve ara sıra karşı ataklar geliştiremediğinden, çok çok erkenden ekmeğine yağ sürdü, Kara Kartalların...
Biraz daha öteye analiz yaparsak eğer, isabetli pas oranını yüksek tutanın yanı sıra, çok daha fazla koşanı seviyor, o 'futbol topu!' denen meret! İlk yarı istatistikleri, Beşiktaş orta alan oyuncuları Atiba, Medel, Babel ile Caner'in beşer buçuk kilometre koştuğunu gösteriyor!
Kendi evinde, daha fazla koşması gereken Akigolar, hani neredeler?
İkinci yarı başladığında, hala eski terane alışkınlıklarıyla oyun alanına dizilen ve aynı mantıkla işleri sürdüren bir Akhisarspor izliyoruz yine(!) Erken gol atmaya odaklanmış Beşiktaş, Babel'le golü bulduğu o an, kameralar Okan Hoca'nın kızgınlığını gösteriyor!
Ben de Okan Hoca'nın takımı, bu kadar korkak oynattığına(!) Beşiktaş, bileğinin hakkıyla, söke söke kazandı dün akşam...
Anasının ak sütü kadar, aldığı üç puan... Ancak; Okan Hoca bilmeli... Yiğitler, savaş alanında ölürler...
Korkaklar ise, uzatılan mikrofonlara, bahaneler yaratırlar(!)