Cumhurbaşkan Erdoğan'ın en yakın dava arkadaşlarından biri...
AK Parti'yi kuran, tabelasını duvara asan, partide herkes çekildiği zaman son hesabı ödeyecek çekirdek ekipten...
Siyasetteki iddiasını "Partimin başarısı ve ülkenin kalkınması" sözleriyle ifade edecek kadar mütevazı...
Gücünü oturduğu koltuktan almayan, tersine hep o koltuğu güçlendirmek için çabalayan bir görev adamı...
Ucuz polemiklerle, günlük siyasetle işi olmaz...
Kendi ifadesiyle 'milletin amelesi' olan, 'halk adamı' diye tabir edilen siyasetçilerden.
Türkiye'ye bir Türkiye daha katan dev projelere imzasını attı...
Buna rağmen öne çıkmayı pek sevmez...
Göz önünde değil gönüllerde olmayı tercih eder...
Tanıdınız değil mi Türkiye'nin yeni başbakanını?
Hala tanımadıysanız, son 10 günde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetelerde yer alan fotoğraflarına daha bir dikkatle bakın...
Onu hemen fark edeceksiniz...
Özerk bir il başkanı
Sözde 'laiklik için' ışık söndürme eylemi başlattı...
Tutmadı...
Körfez'in çevresinde laiklik zinciri oluşturmaya kalktı...
Eline yüzüne bulaştırdı, kendi partisinden bile tepki aldı...
Son bombası hükümeti istifaya davet edip "Milli mutabakat hükümeti kurulsun" önerisinde bulunmak oldu.
Biz niyetinin 2019'da Büyükşehir adayı olmak olduğunu düşünüyorduk ama yanılmışız...
Alaattin Yüksel galiba CHP'nin başına geçmek istiyor...
Yoksa neden bir il başkanından çok genel başkan gibi davransın değil mi?
Yeri gelmişken CHP yönetimine soralım...
Siz partinin yetkili kurullarında ancak darbe dönemlerinde gündeme gelen milli mutabakat hükümeti modelini hiç görüştünüz mü?
Görüşmediyseniz; İzmir İl Başkanınızın kendi kendine böyle bir öneride bulunmasına ne diyorsunuz?
MHP'de 'İllegalite' günleri
MHP'de, genel başkan adaylarından önce mahkemelerin yarıştığı ilginç bir süreç yaşanıyor...
Gerilim arttıkça herkesin aklına ister istemez olaylı 1997 kurultayı geliyor...
O kurultayda 6 aday vardı Alparslan Türkeş'in koltuğuna talip olan...
En güçlü aday Tuğrul Türkeş'ti...
Ancak diğerleri ona karşı birleşince salon karıştı...
Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu, "Pazarlıklı kongreyi tanımıyorum. İllegaliteye çekiliyorum. Yaşasın hainler için illegalite" sözleriyle kürsüyü yıktı ve kongre yarıda kaldı...
19 yıl sonra MHP'de değişen bir şey yok...
Devlet Bahçeli'nin karşısındaki 4 adayın olası bir kongrede tek aday üzerinde birleşeceği bugünden belli...
Kongrede birileri çıkar da "İllegaliteye çekiliyorum" derse kimse için sürpriz olmaz...
Hani laiklik karın doyurmuyordu?
Siyasette tutarlı olmak önemli bir meziyet...
Maalesef bizim siyasetçilerin büyük bölümü bu meziyetten yoksun...
TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklikle ilgili çıkışı üzerinden siyaset üreten CHP lideri Kılıçdaroğlu örneğin...
12 Eylül 2010 referandumundan hemen sonra Alman gazetecilere verdiği demeci hatırlayalım...
"Türkiye'de laiklik tehlikede diyemem. Böyle bir tehlike görmüyoruz..."
CHP liderinin laiklikle ilgili tek bombası bu açıklaması değil..
"Laikliğe takılıp kalmayacağız, laiklik karın doyurmuyor" sözleri de kendisine ait...
CHP'liler Meclis Başkanı Kahraman'a hiç kızmasın...
Şimdilerde sıkı bir laiklik savunucusu kesilen genel başkanlarının laikliğe bakış açısı bu...
Kendisi unutsa da Google unutmuyor...