1861 doğumlu İngiliz General Sir Charles Vere Ferrers Townshend, bizim tarihimizle ilgili Kütülamare ve Mısır Suriye başarısızlıkları ve Mondros Mütarekesi'nde arabuluculuk görevleri sayılmazsa, Sudan'dan Hindistan'a kadar dünyanın heryerinde görev yaptı.
1920-22 Avam Kamarası üyeliğine seçildi. O, Atatürk ile ilgili şunları tarihe not etti: "Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal'de büyük bir ruh kudretinin esrarı var." Aynı şekilde, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale bozgununa uğrayan dönemin Cephane ve Bahriye Bakanı olan İngiltere'nin gelmiş geçmiş en ünlü Devlet Adamı Sir Winston Leonard Spencer- Churchill: 'Türkiye'yi kurtaran, sonra da Türk Ulusu'nu yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye'nin Ata'sına layık bir tezahürden başka birşey değildir" diyecektir ve Çanakkaleyi de hatırlıyarak 'O genç ve dahi Türk Şefi'nin o esnada Çanakkale'de bulunması, müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biri olmuştur' diye ekliyecektir.
AMERIKAN BASKANLARI
Efsanevi Amerikan Başkanlarından Franklin Roosevelt, en büyük üzüntüsü, kendi ifadesi ile 'Atatürk ile tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmemiş' olmasıdır.
Kennedy de "Atatürk, bana bu yüzyılın en büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır... Şüphesiz ki, gerçekleştirdiği derin ve geniş devrimler kadar bir milletin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur" diyecektir.
ARAPLAR VE ISRAIL
Arap ve İsrail yöneticileri belki de ilk defa bir konuda, yani Atatürk ile ilgili düşüncelerde görüş birliği sergilemişlerdir: İsrail'in kurucularından ve ilk başbakanı Ben Gurion, 'Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılapçı olmuştur' derken, Mısır'daki gazeteler 'çağının, belki de tüm tarihin en olağanüstü kişilerinden biri' manşetini atıyordu.
Atatürk'ün dehası yanında duygu durumunu en iyi anlatan yazılardan birisi de Fransız gazeteci George Bennes'e aittir. Atatürk ile bir röportajını Vu Gazetesi'ne aktaran Bennes şöyle yazacaktır: "Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:
"Görüyorsunuz ya, birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir Şef'in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?" UNESCO'nun resmi sayfası Atatürk için şunları yazmakta: "Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusudur.' Yazımı ünlü tarihçi Helbert Melzig'in sözleri ile bitireyim: "Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar. "