Türkiye ve dünyanın ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivali olma iddiasının hakkını veren TEKNOFEST, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında İzmir'deydi. Bugüne kadar TEKNOFEST ile ilgili iddialı birçok şey yazıldı çizildi.
Biz de ayağımıza kadar gelen bu teknoloji şölenini yerinde görmek için yola çıktık.
Daha sabahın ilk saatlerinde Çiğli Ana Jet Üssü bölgesine gidiş yönündeki trafik bile nelere şahit olacağımızın işareti gibiydi.
GÖRDÜĞÜ İLGİ MUHTEŞEMDİ
Yok böyle bir kalabalık. Adım adım festival alanına ilerlerken başta oğlum olmak üzere ailecek heyecanımız arttı.
Beklenenden uzun süren bir yolculuk sonrası havalimanına vardığınızda ise ilk anda yaşadığımız şaşkınlık yerini gurura bıraktı.
Gencecik beyinlerimizin pırıl pırıl zekalarıyla imza attığı buluşları gururla ziyaretçilere anlattıklarını görmek, yüzde yüz yerli üretim savunma sanayii ürünlerinin sergilendiği stantları gezmek, çocukların heyecanla Hürkuş, Hürjet, Gökbey gibi uçak ve helikopterlerimize dokunmasını izlemek gerçekten paha biçilemezdi. Renkli hava gösterileri, keyifli deneyler ile yarışmaları, milli üretim havacılık ve uzay ürünlerine çıplak gözle şahit olmak ülkemizin teknoloji sayesinde hızla değişen dünyaya ayak uydurduğunu hatta bir adım öne geçtiğini görmek gerçekten gurur vericiydi.
ÜLKEM ADINA GURUR DUYDUM
Festival alanında her yaştan, her toplumsal sınıftan, bambaşka siyasi görüşlerden binlerce insanın toplandığını görmek de öyle... Günümüz Türkiye'sinde atılan her adıma, yapılan her iyi güzel şeye onun ya da bunun icadı diye şüpheyle bakıldığına defalarca şahit olduktan sonra tüm önyargılarından arınmış bir şekilde oraya gelen binlerce kişi gördüğüme çok sevindim bir Türk vatandaşı olarak.
Bilimin siyasi ayrışmaların malzemesi haline getirilmesine son derece karşı olan biri olarak orada bu ayrışmaların hiçbirini görmemek, katılımcıların yüzünde sadece gurur ve mutluluk olduğunu gözlemlemek benim gibi düşünen birçok kişiyi sevindirmiştir diye düşünüyorum.
Bugüne kadar Türkiye birçok alanda olduğu gibi teknolojik gelişmelerde de geri kaldı. Mesela bizler teknoloji üretmeye yönlendirilmedik. Sadece üretileni maddi imkanlarımız ölçüsünde alıp kullanmakla yetindik. Çünkü ne eğitim müfredatımız buna elverişliydi ne de Türk aile yapısı çocukların bu yönde kendilerini geliştirmelerine imkan tanıyordu.
ARTIK DÜNYA ESKİSİ GİBİ DEĞİL
Ama dünya hızla değişiyor. Artık ülkelerin öncü olmasının yolu teknolojik gelişmelere ayak uydurması kadar bunları üreten nesillerin yetişmesinden de geçiyor.
Çocuklarımızın parlak zekalarını kısır siyasi tartışmalar yerine bilim ve teknolojiye yönelik kullanmaları sadece kendi gelecekleri için değil ülkemizin geleceği için de çok değerli. Çünkü gelecek bilim ve teknolojide. O nedenle özellikle çocuk ve gençler için son derece ufuk açıcı olan TEKNOFEST gibi festivallerin giderek çoğalmasını diliyorum...