İYİ Parti lideri Meral Akşener, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaptığı zikzaglarla ün yapmış bir isim.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığını durdurmak için yapmadığı numara kalmayan Akşener, tüm çabalarına ve yaptığı çağrılara rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adaylığına ikna edemedi. Seçim sonucu muhalefet açısından hüsran boyutunda olunca faturayı da hemen adaylığını önleyemediği Kılıçdaroğlu'na kesti. Halbuki kendisinin kararsız ve tutarsız tavırları partisinin yükselişte olan oy trendini aşağıya çevirmiş, seçmende de ciddi hayal kırıklığı yaratmıştı. Hele o Altılı Masa'yı dağıtma ve küskün küskün geri dönüş dönemi var ki, herhalde İYİ Parti'nin milliyetçi kesime umut olma durumunun tamamen bittiği gün tam da o gündür!
BİRİLERİ DERS Mİ DEDİ?
Ama ne Akşener'in ne de partisinin kurmaylarının bu tepetaklak olma sürecinden kendilerine aldıkları en ufak bir ders yok. Bunu her yaptıkları açıklamada daha iyi anlıyoruz bugünlerde. Önümüzde özellikle büyükşehirlerimizin geleceği için kritik önemde bir yerel seçim süreci varken, Akşener ve ekibinin tek derdi geçen seçimin hesabını CHP'ye kesmek.
Tüm meseleleri geçmiş hesaplaşması olan bir siyasi oluşumun geleceğe yön vermesi ne kadar mümkün olabilir ki! Akşener nerede arka arkaya birkaç cümle kursa o cümlelerin çoğu 14 Mayıs seçim sürecine ilişkin oluyor. Son cümlesi ise yerel seçimde asla ittifak yapmayacaklarını vurguluyor... Önümüzde daha aylar var bu son iddiasından da geri adım atar mı bilinmez ama seçmen gözünde Akşener ve partisinin güvenilirliği yerlerde.
KALPTEN GELİNEN NOKTA
CHP kanadı da zaten Akşener'in bu yerel seçim iddiasını pek ciddiye almıyor ya da temkinli yaklaşıyor ama bu durumun elbet bir sınırı olacak. Nitekim Akşener'in İzmir ziyaretinde Büyükşehir adayı Ümit Özlale ile yerel seçim startı vermesi diğer büyükşehirlerde yaşanacak sürecin de göstergesi oldu.
Düşünün daha birkaç ay önce meydanlarda yan yana dizilip vatandaşa kalp işaretleri yapan koca koca insanlar şu an birbirlerinin açıklarını kollayıp kuyularını kazmakla uğraşıyorlar. Yetmiyor kendi içlerinde de birbirlerini dövüyorlar.
İşte en çarpıcı örnekleri CHP'nin kongrelerinde yaşandı. İçlerindeki sevgi pıtırcıkları çıkmış, vahşi ve saldırgan kimliklere dönüşmüş durumda her biri.
YUMRUKTAN MEDET UMANLAR
Partinin kadrolarını oluştururken bile kaba kuvvete, tekme ve yumruklara sarılan insanların ülkenin geleceğini belirleme iddiasında bulunması gerçekten komik kaçıyor artık. Onlar sandalye fırlatarak delege listelerine girmeye uğraşırken onlara umut bağlayan seçmen seçim hüsranı ile boğuştu günlerce. Yazık günah... Kavgayı, siyaset kurumunun merkezi haline getirenlerle ve partilerinin hep bu kavga gürültüyle anılmasına göz yumanlar gidişatı biraz görebilselerdi CHP gibi Türk siyasetinin en köklü aktörlerinden birini bu hale zaten hiç getirmezlerdi.
İYİ Parti'yi zaten hiç saymıyorum. Akşener de ekibi de zikzaglar çizerek siyaset sahnesinden uzaklaşacaklar bu gidişle.