Bir insanı hırslarını nasıl yönlendirdiği doğru insan yapar. Bu hayatın başka alanlarında olduğu gibi siyasette de böyledir. Hele siyaset alanı hayatın diğer alanlarından çok daha fazla hırslara müsait bir alan olması nedeniyle genellikle hırsının esiri olanları bu alanda görürüz. Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu da bunların çarpıcı örneklerinden biridir. 14 Mayıs seçimlerinde muhalefetin yakaladığı başarı ivmesini altüst edecek büyük hatalar yaptı Kılıçdaroğlu.
Amacı, niyeti bu değildi büyük ihtimalle ama sonuç olarak temsil ettiği ittifaka çok kritik bir seçimi kaybettirdi. Onun kendi adaylığı konusunda ortaklarına yaptığı dayatma hem ittifakı dağıttı hem de halkın o ittifaka olan güvenini temelden sarstı. Sonuç ortada.
HALA SORUMLU ARIYOR
Ancak hala o günlerde yaşanan güven bunalımının baş sorumlularından biri olarak görmüyor kendisini. İnsan geçen sürede olan bitenin muhasebesini yapar ya normalde, Kemal Bey'de bir muhasebe ihtiyacı bile yok. Katıldığı son programda yaptığı açıklamaları baştan sona okuduğunuzda çok net bir şekilde sorunu sadece ve sadece dışarıda aradığına evet yanlış okumadınız hala aradığına kanaat getiriyorsunuz.
Sorunun aslından o kadar uzak açıklamalar ki hepsi, anlatmaya kelimeler yetmez.
Dönemin İYİ Parti lideri Meral Akşener'in masadan neden kalktığını sanki o günlerde hiç sorgulamamış gibi. Bir insan, bir lider Türkiye'nin geleceğini etkileyebilecek böyle kritik bir hamlenin nedenlerine, sonuçlarına nasıl bu kadar duyarsız kalabilir gerçekten anlamak zor. Hala o dönem parti içinde herkesin kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı konusunda mutabık olduğunu söylüyor.
Peki bu ittifak ortakları için geçerli miydi sorusunun cevabı yok. Akşener'in masadan Kılıçdaroğlu'nun aday dayatması yüzünden kalktığı gerçeğini hiç sorgulamamış mesela.
GERİ DÖNME HESAPLARI
Bir tek seçim yenilgisi sonrası CHP'de yaşanan değişim sürecinin kendisini hançerleme girişimi olduğuna kanaat getirmiş! Bu konuda detaylıca düşünmüş olmasına şaşırdım doğrusu. Ve hala CHP Genel Başkanlığına geri dönme hayalleri kuruyor. Konuşmasından en net anlaşılan bu. Bunun için parti delegelerini kullanması da ayrı bir sorun tabiki. Yaptığı açıklama, resmen CHP lideri Özgür Özel'in kazandığı delege desteğini tam da eski günlerdeki gibi kendi lehine çevirip koltuğunu geri kazanma hesapları yaptığının göstergesi. Zaten koltuk savaşından hiç vazgeçmedi. Liderlik koltuğunu başkasına devretmiş olmasına rağmen halen yaptığı ziyaretler ve amacı tam olarak anlaşılamayan yurt içi gezilerle geri dönmek için nabız yokluyor. Yakında kendisini hançerlemekle itham ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul ilişkisine geri dönüp Özel'e karşı açıktan savaş başlatırsa şaşırmamak gerekiyor. Tabii bu planın içinde Özel'in Genel Başkanlığa geçmesi sebebiyle gözden düşen, yeniden belediye başkan adayı gösterilmeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer gibi isimlerin de dahil olması an meselesi gibi...