• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
Ateş çemberinde ayakta kalma yolları ZÜMRÜT YILMAZ

Ateş çemberinde ayakta kalma yolları

zumrut.yilmaz@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Ekim 2024, 00:00
7 Ekim 2023... İnsanlık tarihi için kara bir gün... Filistin'de bundan tam bir yıl önce başlayan İsrail saldırıları onbinlerce insanı canından etti. Kundaktaki bebekten kadın ve yaşlılara kadar tam 42 bin kişi bu orantısız saldırılarda yaşamını yitirdi. Üstelik bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bu vahşet, birinci yılında artık bölgesel savaş ihtimaline daha da yakınlaşmış durumda. Lübnan'a hava saldırılarının ardından 30 Eylül'de başlatılan kara harekatı da bu ihtimalin en somut göstergesi olarak ortada duruyor.

FİLİSTİN'E ASLA BENZEMEZ
Evet İsrail'in içerisinde Türkiye'nin de bulunduğu bu savaş denklemini gerçek yapması öyle Filistin'de yaptığı katliamlara benzemez. Çünkü içerisinde ülkemizin de yer aldığı bir savaş, şu an katil Netanyahu rejiminin de göze alabileceği bir şey değil. Ancak yanı başımızdaki Suriye'de yıllardır yaşanan iç savaşın olumsuz sonuçlarının bile bizi nasıl etkilediğini hesaba katacak olursak bölgesel bir savaş, içerisinde Türkiye yer almasa bile topraklarımızda bir sürü olumsuzluk yaşanmasına neden olabilir. İşte tam da bu ihtimal yüzünden hükümetin buna göre hazırlıklarını yapması ve gerçekleşebilecek tüm ihtimalleri masada enine boyuna değerlendirmesi şart. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de bu konuda yaşanabilecek tüm ihtimalleri kapsamlıca değerlendirmesine ihtiyaç var. Zaten bugün Meclis'te bu konuda ilgili bakanların katılımıyla kapalı bir oturum gerçekleştirilecek.
Bu toplantıda olası savaş senaryoları ve buna karşılık Türkiye'nin tutumu tüm yönleriyle tartışılacak.

SAHA ÜSTÜNLÜĞÜ ŞART
İçerisinden geçtiğimiz dönemde savaşların şekli şemali de bir değişik.
Ülkelerin arkalarındaki güçlerin yanı sıra ellerindeki kitlesel silahlar ve savunma teknolojilerin önemi de daha net anlaşılıyor.
Şu anda İsrail'in silah ve savaş teknolojileri konusundaki üstünlüğü ABD'den kaynaklanıyor. Askeri teçhizat ve mali açıdan arkası sağlam yani. Bu güçten aldığı destekle yıllardır abluka altında olduğundan dünyaya tamamen kapalı durumdaki Filistin'de sistematik soykırım yapabiliyor. Bölgedeki diğer devletler açısından bakacak olursak da istikrarsızlığın hüküm sürdüğü bir coğrafya Ortadoğu. O yüzden İsrail'in Lübnan, Suriye, Irak gibi ülkeler üzerinde baskı kurması görece daha kolay.
Tabii burada bölgesel savaş tehdidine hizmet eden her adım uluslararası hukuk açısından büyük risk olarak görüleceğinden buralarda da öyle Gazze'de olduğu kadar rahatça hareket edemeyebilir. Ancak yine de bölgedeki istikrarsız ortamında kendine kolayca alan açabileceğini düşünüyor işte.

BİZDEN ÖNCEKİ HEDEF
Yine Kıbrıs adası da İsrail'in büyük hedefine giden önemli bir parça olarak göze çarpıyor. Zaten orada gayri resmi olarak toprak edinmek için türlü yollara başvurulduğunu biliyoruz. İsrailli firmalar boşa kol gezmiyor yani Kıbrıs'ta.
Ancak konu dönüp dolaşıp Kıbrıs'ta da güçlü Türk varlığına geliyor. Orada Türk askeri ve Türkiye'nin garantörlük gücünün etkisi, adanın geleceği açısından hayati önemde. İşte bu çevremizi saran savaş tehditlerinin arasında Türkiye'nin varlığı, bölgedeki etkinliği ve gücü çok değerli. Hele de Netanyahu gibi gözünü kan bürümüş bir liderin yönetimindeki İsrail adım adım yaklaşırken Türkiye istikrarını korumak mecburiyetinde.
Çünkü böyle karmaşık ve her şeyin pamuk ipliğine bağlı bir coğrafyada başka türlü ayakta kalma imkanı yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.