Giriş Tarihi: 26 Eylül 2009, 17:07
Doğu Bey, günümüzün en önemli televizyon dizilerinden Kurtlar Vadisi'nin en ilgi çekici karakterlerinden birisiydi. Dizinin baş kahramanı Polat Alemdar'la yaptıkları bir konuşmayı hatırlıyorum. O bölümde devlet görevlisi kimliği altında cinayetler işleyen ve etrafa korku salan bir grup, İstanbul mafyasını tedirgin etmektedir. Polat da bu konuyu görüşmek üzere devleti temsil eden Doğu Bey'in yanına gider.
Polat'ı uzun uzun dinleyen Doğu Bey, söz sırası kendine geldiğinde sürekli kullandığı gümüş işlemeli asasına, iki eliyle güçlü bir şekilde sarılarak oturduğu koltuktan öne doğru hafifçe eğilir, "Aslanım, bu insanlar devletin gücünü kendi güçleri sanıyor" der.
Kısa bir süre sonra da gereği yapılır zaten. Başkasının gücüyle hükmetmek veya şahsi menfaat sağlamak toplumda sıkça rastladığımız bir olgu.
ADALET DUYGUSU
İşletmelerde de aynı durum söz konusu. Sadece patronun yakını olduğu için yüksek maaş alan, işletme içindeki kurallardan ve uygulamalardan kendini münezzeh sayan ve yetmezmiş gibi diğer çalışanların ve hatta yöneticilerin ensesinde boza pişiren kişiler görkemli bir ağacı içten içe çürüten böcekler gibidir. Hiç durmazlar.
Bir kurum içerisinde "ayrıcalıklı" bir kesimin olması insanlardaki adalet duygusunu zedeler. Yöneticilerin adaletle hükmetmediği duygusuna kapılan çalışanlarda motivasyon azalır, performans hızla düşer. Başarısızlık kaçınılmaz olur.
Öte yandan patronla yakın ilişkisine rağmen herhangi bir ayrıcalıklı muamele görmeyen insanların varlığı da çalışanlarda; kurumda herkesin eşit olduğu, yükselme ve imtiyaz elde etmenin tek yolunun ise çok çalışmak ve üstün performans göstermekle olabileceği inanışı yaratır ki bu da başarıyı kaçınılmaz kılar. Patronlar veya yöneticiler sahip oldukları güce sahip çıkmalı ve bu güçten faydalanmak isteyen yakınlarının önüne set çekmelidir.
SİYASETNAME
Son olarak Nizamülmülk olarak tanınan ve 11'inci yüzyılda yaşamış olan Ebu Ali Hasan ünlü eseri "Siyasetname"de, padişahlara verdiği öğütler arasında günümüzün yöneticilerinin de ilgisini çekebilecek bazı noktalar var.
Nizamülmülk şöyle diyor: "Padişahın, haftanın iki gününde adalet divanını kurup, zalimlerden mazlumların haklarını aramaktan, suçlulara ceza vermekten başka çaresi yoktur. Sultanın mazlumları ve adalet isteyenleri haftanın iki gününde sarayına çağırıp onların şikayetlerini dinlediği memlekete yayılınca, zalimler ve müstebitler kendilerine padişahın vereceği cezadan korkarak ellerini millet malından ve zulümden çekerler.
Padişah hiçbir zaman memurlarının durumundan gafil olmamalı, devamlı onların hal ve durumlarını kontrol etmeli, onlardan zulüm ve hıyanet zuhur ederse, hiç yerlerinde tutmayıp, azletmelidir. Diğerlerinin ibret alması için suçları derecesinde onları cezalandırırsa, ceza korkusundan hiç kimse, padişah aleyhine bir şey düşünemez."
İyilikle kalın...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.