Giriş Tarihi: 30 Haziran 2012, 17:33
Mesleğe ilk başladığımda magazin muhabiriydim. Arkadaşlarımın ancak rüyada görebileceği insanların evinde yemek yer, dünyanın en ünlü sanatçılarıyla sohbet etme imkanım olurdu. Arşivimi karıştırdığım zamanlar hep magazin yaptığım günler aklıma gelir. Tabii o zamanlar fihristim bütün popüler mankenlerin ve hoş bayanların telefon numaralarıyla doluydu.
Tabi aradan on küsur yıl geçti. Şimdi telefon fihristime bakıyorum da askerlik şubelerinin önüne asılan "bakaya" listesi gibi... Sadece o mu? Mesaj kutuma gelen mesajların yarısı iş arayan öğrencilerden yarısı da bedava reklam peşinde koşan firmalardan.
İnsan "Ne oldum" dememeli "Ne olacağım?" demeliymiş. Doğru...
Geçtiğimiz günlerde yine mesaj kutumu incelerken bu defa da işinden yeni kovulmuş bir bankacının mesajıyla karşılaştım. Sağolsun, hiç üşenmemiş ve eski işyerini şikayet etmek amacıyla 4 sayfa uzunluğunda bir mektup yazmış. Mektubu okuyunca üzüldüğümü söylesem yalan olur, hatta bankacıya değil de onu kovan müdüre hak veresim geldi.
Türkiye'de maalesef iş bulma süresi çok uzun oluyor. Büyük zorluklarla bulduğumuz işleri anlamsız ve küçük bir takım hatalar yüzünden kaybediyoruz. İşin daha da kötüsü hatalarımızın farkına varmadığımız gibi haklı olduğumuzu da iddia ediyoruz.
İlla elinizdeki çok değerli iş imkanını hoyratça harcamak, kendinizi kovdurmak istiyorsanız size bazı pratik önerilerim olacak. Buyurun!
Lafınızı esirgemeyin:Lobiler, holler, koridorlar, asansör, merdivenler ve hatta işyerindeki kafeleri kendi özel mekanınızmış gibi kullanın. Buralarda bolca dedikodu ve açık seçik espri yapın, fıkralar anlatın. Politik tartışmalara girin, dini ayrılıklar üzerine görüş bildirin ve patronunuzu bolca eleştirmeyi ihmal etmeyin.
Takım oyuncusu olmayın: Sakın bir çarklının dişlisi olmaya çalışmayın. Her zaman bir yıldız olmalısınız. İş arkadaşlarınızla birlikte hareket etmeyin, bildiğinizi okuyun. Her zaman ön planda olun. "Biz" değil "ben" deyin.
İşi geciktirin: Eğer bir işin teslim tarihi çarşambaysa sakın vaktinde tamamlamayın. Gerekirse hasta olduğunuzu söyleyin. Şunu unutmayın işini zamanında yapan elemanlar firmaların güvenebileceği değerli elemanlardır ve kolay kolay kovulmazlar.
Özel işlerinizi yapın: Şirketin telefonu, bilgisayarı, faksı ve diğer imkanlarını kendi işleriniz için kullanmayı ihmal etmeyin. Kişisel görüşmelerinizi uzatabildiğiniz kadar uzatın ve hatta yüksek sesle başkalarının da duymasını sağlayacak şekilde yapın. Özel mesajlarınızı ve resimlerinizi bilgisayarınızda saklayın ki patronunuz görebilsin. Uygunsuz şakaları veya resimleri yanlışlıkla üstlerinize de postalayın.
Kendinizi izole edin: İşyerindeki diğer insanlarla ilişki kurmamaya çalışın, mümkünse selam dahi vermeyin. Araştırmalar şirket içinde sıcak ilişkiler kuran çalışanların, takım çalışmalarında başarılı olduğunu ve hızla yükseldiğini gösteriyor.
Romantik ilişki kurun: İşten atılmanın en sağlam yolu bir iş arkadaşınızla duygusal anlamda yakınlaşmadır. Eğer sizin üstünüz olan birisiyle yakınlaşırsanız bu diğerlerinin öfke ve kıskançlık duygularını tetikler. Bu da kısa sürede altınızı oyar.
Risk almaktan korkun: Eğer içinizde bir işi yapabileceğinize dair güçlü bir his oluşuyorsa oturun ve onun geçmesini bekleyin. Eğer kendinize inanmaya başlar ve "yaparım, ederim" havasına girerseniz kötü olur. Çünkü hiç bir patron özgüveni olan ve kendi becerilerine inanan birisini kolay kolay kovmaz.
İmaj her şeydir: İşyerinize ve işin niteliğine uygun giyinmeyin. Temizliği de bir kenara bırakın. Merak etmeyin, hiçbir patron kötü kokan bir çalışana uzun süre dayanamaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.