Yıllardır söylüyorum, İzmir'de yaz kapıyı çaldığında sanat üretimi bıçak gibi kesiliyor. Salonlar ve açık hava mekanları İstanbul'dan gelecek kumpanyaların emrine amade bekliyor...
Halbuki sanat ışığının titrek bir mum alevi gibi iyice zayıfladığı şu dönemde, kentin kültür dinamikleri daha büyük bir azimle atağa kalkmak zorunda değil mi? O alevi canlandıracak bir yaprak kıpırtısına dahi hasret kaldık İzmir'de!
Altyapısı, üniversiteleri, sanatçıları, sermaye çehresi, aydınlık insanları, tarihi ve kültürel birikimiyle imbatı fırtınaya dönüştürecek potansiyele sahibiz aslında. Yazın da yeni projelere, festivallere yelken açmamak için ne eksiğimiz var?
İş, helva yapacak malzemeyi bir araya getirmekte.
***
İzmir Operası'nın Aşık Veysel Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelediği 'Zorba' balesine ilgiyi gördük. 21 Haziran'daki temsilde 5 bin civarında izleyicinin heyecanı ve alkışları sessizliği nasıl da bozdu, karanlığı ne güzel aydınlattı.
Demek başarılı, emek harcanan ve iyi organize edilen projelere karşı reflekslerimiz hala zımba gibi. O güzelim açık hava tiyatrosunda, pekala kentin yıldızını parlatacak uluslararası bir festival düzenlenebilir? Opera, bale, müzikal, tiyatro, caz, klasik müzik...
Yazık değil mi onca yatırımla sanat hayatına armağan edilen mekanları İzmirliden mahrum bırakmak!
***
Oysa yaz sezonu, başta çocuklar olmak üzere kent yaşamını sürdüren insanlara 'sanatsal' seçenekler de sunmalı. Zaten sanatın mevsimi olmaz, o tüm yıl boyunca zaman-mekan koşulları yaratılarak hayatımızın içinde yer almalı, aldırılmalı.
İstanbul'da sergilerden kitaplara, sahne sanatlarından sinemaya, müziğin her çeşidinden söyleşi ve imza günlerine dek sanatsız nefes almak söz konusu değil. İzmir'deyse bir şeyler üretmeye çalışanlar da engelleniyor. (Geçenlerde yanıma uğrayan yazar Hakkı Gümüştaş abimizin bu konuda ağzımı açık bırakan aktarımlarını daha sonra sizlerle paylaşacağım.)
***
İzmir'den başka ölü toprağını üzerinden silkemeyen kimse yok. İstanbul'u, Antalya'yı, Side'yi geçtim, Bodrum ve Ayvalık bile açık hava mekanlarını kültür sanatla bütünleştiren projelere imza atıyor.
Turizmde Türkiye'nin bir numarası olmakla yetinmeyen Bodrum, tarihi kalesi dahil, sanata kucak açabileceği tüm mekanlarını yaz boyunca kullanıyor. 10 yıldır Ağustos boyunca Uluslararası Bale Festivali'ne ev sahipliği ederek yeni bir marka yaratıyor.
Ayvalık'ın 5 bin kişilik açık hava tiyatrosunda ise Ankara Operası sanatçıları tarafından bu akşam muhteşem bir dans gösterisi, 5 Temmuz'da ise 'Aryalardan Türkülere' adıyla bir konser düzenlenecek.
***
İzmir'in mekanları ise yaz uykusunda...
Bu yüzden yangına su taşıyan serçe misali de olsa, çocuklara yaz döneminde tiyatronun kapılarını açan Büyükşehir Belediyesi'nin girişimine sahip çıkmalıyız. Çünkü ilk kez bu yaz, kentin tiyatroları İzmir Sanat Merkezi'nde 'çocuk oyunları' sahneleme fırsatı bulacaklar.
Bu kapsamda Sıcakkan Sanat Merkezi'nin yarın saat 15.30'da başlayacak 'Yağmur Ormanları' temsilini tüm miniklerin izlemesini öneririm. Çocuk ve öğrencilerin sahnelerle tanışmasındaki üretkenliğini 10 senedir profesyonelce sürdüren Erçin Sıcakkan'ın yazıp yönettiği 'Yağmur Ormanları'nda, ağaçları korumak isteyen orman sakinleri ile şatosunu büyütme sevdasındaki kralın mücadelesi anlatılıyor.
Çocuklara tiyatronun perdelerini açan yaz uygulamasının sürmesi, ailelerin ilgisine bağlı. Duyarsız ve sanatsız kalmayın.