• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yazarını söyle, yatağını söyleyeyim HAKAN URGANCI

Yazarını söyle, yatağını söyleyeyim

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Nisan 2014, 16:40
Uyarıyorum : Az sonra okuyacaklarınız hem meslek sırrı açıklamak hem de insanların özeline girmek açısından son derece sakıncalı olup, etik ilkelerle uzaktan yakından bağdaşmamaktadır. Aşağıdaki satırları 18 yaş altı okura okutmayın. 13 yaş grubundan biri, yanında ebeveyni varsa yüksek sesle okuyabilir. Ebeveynleri de 'Cık cık cık ! Ne ayıp şey !'diyebilir.
Artık zamanı geldi, ey okur! Avrupa'da ve dahi dünyada bizdekinin yarısı kadar köşe yazarı yoktur ve sanmıyorum ki köşe yazarları dünyada bizde olduğu kadar popüler olsun... Eh, durum böyle ise bizim köşe tutanların da bir pop yıldızı kadar, bir film yıldızı kadar arzulanan tipler olması gerekmez mi? Niye kimse köşe yazarı ile karşılaştığında çığlık atmıyor? Efendim, niye salak salak imza alıyor da bir öpücük istemiyor? Misal, romantik prensimiz Can Dündar kadınlarımızın bir numaralı yazarlarından ama neden, nedennn bir Kıvanç Tatlıtuğ ilgisi görmüyor?
Bence sizin de bizi -böyle- seveceğiniz güzel günler yakındır, ey okur. Eh, madem ki öyledir, o beklenen dev hizmeti verelim; siz de kurtulun gari, biz de! Az sonra, İsviçreli bilimadamlarının okumadığı ve okusa dahi asla onaylamayacağı tezlerimi sizler de bileceksiniz. Köşe yazarınızın en hususi anlarında, yani yatak odasında nasıl davranabileceğinin ipuçları ile karşılaşacaksınız, haberiniz olsun...
İlkin şunu söylemek gerek: Sınıflandırmaları yaparken yazarın sevdiği içeriği ve türü baz almadım. Zira insanların ilgilendikleri konular, aslında beceremedikleri şeyler olabilir. Yani aşk romanları yazanların ilişkiler konusunda çok da başarılı olduğunu sanmayın. Ya da cinayet romanı yazanlardan seri katil çıktığı görülmemiştir. Oysa içerik değil biçim, daha çok bizi anlatıyor. 'Ne' anlattığın değil de 'nasıl' anlattığın düpedüz seni anlatır.
Yazarınız eğer gereğinden fazla argo ve küfür kullanıyorsa (ve anlattığı sokak hayatı değilse) cinsel sorunları olabilir ve bunları umumiyetle sertlikle telafi ediyordur. Genellikle 'Yaptı, etti, kızdı, belirdi' gibi sadece fiillerden oluşan kısacık cümleler kurmayı çok seviyorsa direkt sonuca gitmeyi seven bir yapısı, analitik bir zihni vardır. Nedenlerden çok sonuçlarla ilgilenir. Romantik bir aşık beklemeyin. Sıfırdan yüz kilometreye beş saniyede çıkar ama yol kısa sürer, şipşakçıdır. Kaçın bence ondan, sağda daha romantik bir yazar gördüm... Uzun uzun tasvirler yapıyor, bir manzarayı sayfalarca anlatıyorsa görselliği güçlüdür. Şekilci biri olması da muhtemeldir. Şuh giyinerek yazarınızı baştan çıkarmanız hiç de zor olmayacaktır.
Yerli yersiz mizaha yöneliyorsa cinsel işlev bozukluğu olduğu için bunu kapatmak için gereksiz ve arsız espriler yapıyor da olabilir, Allah onu bildiği gibi yapsın. (Hoş, yapmış da zaten Bol bol parantez açıyorsa (Bakınız şimdiki ve bir önceki cümle) aklına olmadık zamanlarda olmadık şeyler gelip -misal, yatakta bile- bunları konuşuyor olabilir. Biraz dikkat dağıtıcı bir arkadaştır. İyi konsantrasyon ister. Akademik bir dil, tatsız ifadeler ve sonu 'dir-dır' (Yapmaktadır) ile biten cümleler kuruyorsa bir kuralcıdır. Hijyene özen gösterir. Ondan size asla zarar gelmez. İyi bir ebeveyn olur. Ondan çocuk sahibi olabilirsiniz. (Tabii suni döllenme yöntemini tercih etmek isteyebilirsiniz...)
Upuzun cümleler kuruyorsa aceleci biri değildir. Bu yüzden partnerinin ihtiyaçlarına özen göstereceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Aksine bencilin tekidir. Size önem verdiği için değil çok utangaç olduğu için peşrevi uzatıyordur. 'Höt' deseniz kaçar, tozunu bulamazsınız. Evvettt, işte makale yazarlarınızın halleri! 'Arkadaş, amma sallamışsın. Ben hiç de böyle değilim' diyen bir civanmert varsa öne çıksın, ya da sonsuza kadar sussun! Hadi hayırlı köşe yazarları! Allah bir sütunda kocatsın...

Tecavüzlerden tecavüz beğen!

Türkiye'de tecavüz davalarını konuşuyorduk bir avukatla canlı yayında... Gerçekten öyle garip ve iğrenç vakalar var ki inanamazsınız. Birini duyunca gözlerim yuvalarından uğradı. Avukat hanım bu vaka için 'namuslu tecavüzcü' dese de, ben daha başka bir tanım kullanacağım birazdan... Tecavüzcü, kurbanına tecavüzden önce bakire olup olmadığını soruyor. (Adamdaki saygıya bak!!!) Eğer kurban bakire değilse adam normal tecavüzünü ediyor. Eğer bakire olduğunu söylerse ve kurban sanatçıysa inanmıyor, muayene etmeye kalkıyor (El değmemiş sanatçı mı olur mantığıyla!). Eğer hala okumaya mideniz kaldıysa devam edelim: Diyelim ki bakire olduğunuza kanaat getirdi, o zaman da (zarar görmeyin diye) ters ilişki teklif ediyor. Ben buna desem desem 'çoktan seçmeli' demokrat tecavüzcü derim.

Sen yine bildiğin yoldan şaşma!


Aracı ile seyir halinde olanlara asfalta düzenli olarak işlenmiş tırtıklar sayesinde müzik çalan ilginç yollar varmış Japonya'da... Japon yine yapmış yani... Pekiyi, niye yapmış bu hoşluğu? Belli bir hızla (güvenli hızla) gidesin diye.. Çünkü ancak o hızla gidersen aracının içinde hoş bir müzik dinliyormuşsun... Mantığa bak! Can güvenliğini koruyor ve bunu sanat aracılığıyla yapıyor. Bence Japon'lara Marmaray falan yaptıracağımıza (lüks bu bize!) bu müzikli yollardan yaptıralım. Daha bu hafta belediye otobüsü ile halk otobüsü yolcu kapmak için yarışıp adam öldürdüler.... Böyle millete belediyelerin Japonlara müzikli yol ihalesi vermesi lazım. Melodi de belli! Ölüm marşı çalacak bu yollar... Böyle başa böyle tıraş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.