• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Denizin gelincikleri geri geliyor, harika! HÜROL DAĞDELEN

Denizin gelincikleri geri geliyor, harika!

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Ağustos 2011, 19:17
Karşıyaka'da doğup büyüdüm, çocukken en çok gittiğim yer, sahildi. Bu yüzden adım adım bilirim sahil boyunu; Tilla'yı, Karşıyakalı'yı, yelken kulübünü, dokuz kayalıkları, Melek sinemasını... Hepsinde anılar var, hüzünlerim, sevinçlerim...
Bugüne gelince, saydıklarımdan dört değer gitti biri kaldı, yelken kulübü...
Geçmişte en zengin, en hareketli köşeydi yelken kulübü... Birbirinden özel yatlar, kanolar, yelkenliler salınırdı burada... Balık tutmaya geldiğim her gün, onların mendirekte salınmalarını izler, yarışlarını takip eder, yüreğimden coşku duyardım.
Yelken yarışlarının biri biter, biri başlardı. Gerçekten başka bir heyecandı o, çünkü düpedüz özgürlüktü.
Körfez gelincik tarlası gibiydi.
***
Ancak deniz kirlenip de tekneler kızağa çekilince, o eski heyecan kalmadı, ne yürekte, ne kulüpte...
Yıllarca tekneler yattı mendirekte... 40 yılda bir yarış olsa da artık o eski heyecan yoktu.
Giderek çamurla bulanan deniz, yıllarca gelinciklerinden yoksun kaldı, sessizdi, çaresizdi...
Ne zamanki, Körfez temizlenip kendine geldi, iştahımız yeniden kabardı. Ancak şu geçen 5 yıllık süreçte, "adamakıllı" yelken yarışları yapılmadı, birtakım organizasyonlar düzenlendi ama günübirlikti, gerisi gelmedi. Körfez yine sessizliğe gömüldü.
Oysa İzmir Körfezi, dünyanın en güzel köşelerinden biri, gelinciklerle süslenmeli...
***
Bu değeri çok iyi bilen Ege Açık Deniz Yat Kulübü ve Aktüel Ege, ele ele verdi, o eski heyecanlara yeniden dönüş için adım attı.
Şimdi Eylül'de art arda iki hafta, yani 10-11 ve 17-18 Eylül tarihlerinde, iddialı yelken yarışları var.
Ne büyük heyecan...
Bu gerçekten sevindirici, mutlu eden bir girişim... Çünkü, deniz gelinciklerine kavuşacak, heyecan çığlıkları atılacak.
Bu az şey mi?
Etkinliğin tam adıyla, "Aktüel Ege Eagean Yatching 1. Sailing Cup", denize neşe taşıyacak, sahil boyu yine meraklı izleyicilerle dolup taşacak.
Tıpkı 40 yıl, 50 yıl önceki gibi...

Mutluluk reçeteniz...
- Ucuz araba kullan, ama alabileceğin en güzel evi al.
- Adam gibi üç fıkra öğren.
- Sevinçlerini sakın erteleme.
- Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim, mutluluğunun veya bedbahtlığının yüzde 90'ını oluşturur.
- Her gün 30 dakika yürüyüş yap.
- Her yemekten önce şükret.
- Bir arkadaşının sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.
- Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.
- Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.
- Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
- Çocukların, gelenek kelimesini duyduklarında seni hatırlatacak şekilde yaşa.
- Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
- Kendini ve başkalarını affetmesini bil.
- İlkyardımı öğren.
- Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
- Her gün altı bardak suyunu içmeyi unutma.
- Seni seven insanları koru.
- Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anlar, hayatın en değerli anlarından biri olacak.
- Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapma.
- Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.
- Başarılı ve iyi bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma: "Doğru insanı bulmak" ve "Doğru insan olmak".
- Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
- Sevimsiz olmayacak şekilde ayrı fikirde olmayı öğren.
- Cesaretli ol, hayatına geri baktığında yaptıkların için değil yapmadıkların için üzüleceksin.
- Çok mükemmel bulduğun bir fikri başkasının engellemesine izin verme.
- Keyifsizliklerini açığa vurma. Nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek için 24 saat kimseyi ve hiçbir şeyi eleştirme.
- Evliliği güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap.
- İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.
- Çocukların hakkında başkalarına iyi şeyler söylerken, bırak onlar da duysun.
- Güç, sahip olduğun mallarla ilgili değildir, unutma.
- Çocukları anlamaya çalış, yargılamaya değil.
- Kalem ve not defterini daima yanında taşı.
- Zaman ve kelimeleri boş yere harcama. İkisi de çok değerli.
- İnsanların yaptığı olumsuz şeyleri değil, ileride yapacaklarını düşün.
- Senden az ya da çok parası olanlarla, paran hakkında konuşma.
- Bir şeyi elde etmek için çok çaba sarf ettiysen, tadını çıkarmak için zaman ayır.
- Birisinin kahramanı ol.
- Neyi ve kimi desteklediğini insanlara söyle.
- Sadece aşk için evlen!

Bugün bayram...
Bunu hissedince, insanın radyodan oyun havaları dinleyesi geliyor sabah sabah.... Sonra da, babanla birlikte namaza gidip, sonrasında büyüklerin ellerini öpmeyi, kimisinden mendil, kimisinden harçılık almayı, doyasıya çikolata-şeker yemeyi, aldığın harçlıkla, panayıra gitmeyi, ata binmeyi, meşe oynamayı, sokakta kanter içinde kalana dek oynamayı, sohbet etmeyi, konuşmayı, sevgiyi paylaşmayı, mahalle sohbetlerine tanıklık etmeyi, televizyon karşısında dizi izleyerek değil, hayatı yaşayarak bayram günlerini geçirmeyi özlediğim geliyor aklıma...
Yani bugün artık çoğu olmayan değerleri...
***
Olsun karamsar olmaya hiç gerek yok. Bayram yine bayram... Tüm o yaşananlar geçmişte kaldı artık, ancak hayıflanmak yerine yeni alışkanlıklarla hayata daha güzel, daha sevgili, daha özgür bakmak mümkün...
Geçim sıkıntısı olsa da... Borcumuz olsa da... Aileler arası çekişme, çıkış yolu bırakmasa da; bayram o çocuksu sevinçlerin ortak paydası değil mi sonuçta...
O halde geçmişte olduğu gibi dolu dolu yaşamayı kim bizden alıkoyuyor? Yeter ki isteyelim, çünkü bayram sevinci hep yüreğimizin bir köşesinde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.