Dünkü yazımda demokrasi ve deprem ilişkisine bir miktar değindim ama bu ilişkinin üzerinde önemle durmaya devam etmek gerekiyor. 26 Ekim tarihli Milliyet'te bu ilişkiyi ortaya koyan yan yana iki resim vardı. Birinci resim 14 yıl önce yapılan bir okul. Depremde okul akardion gibi olmuş ve tavanı toprağa yapışmış. Allah'tan deprem pazar günü oldu, mesela aynı deprem bir gün sonra yaşanmış olsaydı muhtemelen birçok öğrencinin hayatını kaybettiği trajik bir tabloyla karşılaşacaktık. Bu enkaz resminin yanındaki ikinci resimde ise dimdik ayakta yarım asırlık bir başka okul binası duruyor. Van depremi hiçbir zarar verememişti bu yaşlı okula. Bu yan yana konmuş iki resim demokrasi ve enkaz ilişkisini en çarpıcı biçimde gözler önüne seriyordu.
***
Bu iki resim aslında Cumhuriyet tarihinin bütün arızalarını gösteriyordu bize. Askeri darbelerin toplumun ahlakını nasıl bozduğunu anlıyorsunuz bu iki resme baktığınız zaman. Yıkılan okul 28 Şubat müdahalesi döneminde yapılmış, ayakta kalan okul ise Demokrat Parti döneminden kalma. Soru şu: Demokrat Parti döneminde yapılmış bir okul depremde niçin yıkılmıyor da 14 yıllık okul yıkılıp gidiyor?
Bence bu sorunun basit bir cevabı var: Ayakta kalan okulun yapıldığı dönemde milli iradeye dayalı gercek bir demokrasi vardı. Gerçek bir demokrasinin olduğu yerde en başta vicdan ve ahlak olur. Demokrat Parti'nin her işinde bu iki hassasiyeti görebilirsiniz. O nedenledir ki Yassıada mahkemelerinde Demokrat Parti heyetini bir kör kuruş icin suçlayamadılar. İkincisi, eski tabirle söyleyecek olursak demokrasilerde murakabe, yani denetim ciddiye alınan bir iştir. Çünkü gorev ve sorumluluklar millet adına yapılır ve yapılan her işin hesabı seçim sandığında millete, yani asıl patrona verilir. Bu yüzden DP döneminde yapılan okulun yıkılmamış olması çok anlaşılır bir şeydir.
***
Her büyük felaket bize büyük acılar yaşattığı gibi büyük dersler çıkarmamıza da imkan veriyor. Van depreminden çıkarılması gereken en önemli sonuç bence şudur: Bir ülkede demokrasinin kalitesi söz gelişi yapılan binaların, kurulan tesislerin kalitesini de belirler. Bir deprem yaşandığı zaman Çin'de binaların ve köprülerin neden yıkıldığını, buna mukabil daha güçlü depremlerde Japonya'da aynı ölçüde neden hasar ve can kaybı olmadığını ancak bu şekilde açıklayabiliriz. Demokrasi aynı zamanda fazilet rejimidir, yaşayan bir vicdan ve ahlak olmadan temel mekanizmaları verimli işlemez.
Son bir tespit: Demokrasi maliyetleri düşüren de bir rejimdir, genel olarak maliyetleri düşüren bir rejimdir, yeter ki demokratik denetim mekanizmaları işlesin.