Bugün sözüm İzmir'de yaşayan herkese...
Yedi yıl boyunca Süper Lig'i televizyondan izleyip, "Türkiye'nin üçüncü büyük kenti futbolun zirvesinde nasıl temsil edilmez... Bu ayıp İzmir'indir" nutukları atanlara;
Alt liglerin heyecan vermediğini söyleyip, "Bir takımımız Süper Lig'e çıksın her türlü desteği veririz" diyenlere;
Beyler, bayanlar...İzmir'in tek Süper Lig temsilcisi Bucaspor forma reklamı bulamıyor, haberiniz var mı?
İzmir'in tesis cenneti olduğunu söyleyenler; "Süper Lig'e bir takımımız çıksın, İzmir'e yakışan yepyeni stat yapacağız" diyenler; 2016 Avrupa Şampiyonası finallerini alma ihtimalimize karşı hazırlanan projeler masaya konulduğunda, "Yaparız... Hallederiz... Söz veriyoruz" diyenler, garanti verenler; İzmir'in tek Süper Lig temsilcisi Bucaspor maçlarını oynayacak stat bulamıyor, haberiniz var mı? (Buca stadıyla ilgili sorunlar yumağını çözmek için elini taşın altına sokanlar var tabii; dün son olarak Buca Belediye Meclisi olağanüstü tek gündemle toplandı ve Buca Stadıyla ilgili topu bundan sonra Hazine ve dolayısıyla Valilik ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne attı. Sorun önemli ölçüde çözüm yolunda. Amman bozulmasın.) Buca, kendisine oynayacak stat bulsa bile; İzmir'in çok ama çok önemli bir sorunu daha var; Süper Ligde oynayacak kalite ve koşullarda bir stadı yok!
Spor sayfalarımızda okuyacaksınız Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Bey'in, Sayın Vali'nin ve Federasyon Başkanı Mahmut Özgener'in daha önceki açıklamalarını. Söz senettir..Bu sözler mutlaka tutulmalıdır...
Buca'nın stat sorunu
Gelelim tekrar süper ligdeki tek temsilcimiz Bucaspor'un durumuna... Başkan Mehmet Bektur'un feryadını duymadınız mı?.. "Reklam panoları ve forma göğüs reklamıyla birlikte bir paket hazırladık, bunun için yıllık 600 bin dolar fiyat belirledik, ama kimseye satamadık" diyor Bektur... İstanbul ekiplerinin bir futbolcuya 16-17 milyon euro ödediği bir ortamda 600 bin doları bulamıyor Bucaspor... Sonra onların bulunduğu ligde kalmasını istiyoruz Bucaspor'dan... Pasta paylaşılırken herkes böl keseden ortak olmak için yarışıyor ama; iş sorumluluk almaya geldiğinde ortada kimseler yok! Bu değirmenin suyu nereden gelecek peki?
İşte bir Beşiktaş geldi, kent ekonomisi canlandı... Taksi esnafından, kafeterya işletmecisine, otellerden alışveriş merkezlerine kadar hepsine gidin sorun, "Cumartesi günü işler nasıldı?" diye... Bu realite varken Bucaspor'u sahipsiz bırakmak niye?..
"Atatürk Stadı'nda tribünler sahaya uzak olduğu için seyir zevki yok, ayrıca zemin çok kötü, kapılarda da seyirci kaçağı oluyor, gelir kaybına uğruyoruz. Bu sorun çözülmezse, İzmir dışında bir kentte oynamak zorunda kalacağız maçlarımızı" diyor Bucaspor Başkanı Mehmet Bektur...
Yani İzmir'in tek Süper Lig takımı, başka bir kente taşınmak istiyor. Hem de 7 yıl özlemle onu bekleyen İzmirlilerin, sorunlarına olan duyarsızlığı yüzünden. Son sözüm de; gerçek futbol sevdalılarına, taraftarlarına. Beyler, bayanlar; Süper ligdeki ilk maçında hem de Beşiktaş karşısında Bucalısı, Karşıyakalısı, Göztepelisi, Altaylısı olmaz...Bunu; İzmir'in bir meselesi, maçı olarak görmeli ve herkes orada olmalıydı...
Yapmayın, etmeyin, bu sese kulak verin. İzmir 7 yıl uğraşıp Süper Lig'e zar-zor çıkardığı takımını, söylemeye dilimiz varmıyor ama, ikinci sezon orada tutamamanın utancını yaşamasın...
Aydın'a neler oluyor?
Aydınlıyım. Doğduğum günden bu yana nerede ve hangi sıfatta olursam olayım, adı gibi Aydın bir kente ait olmaktan hep gurur duydum. Gencecik bir kadını Belediye Başkanı seçen kentin, Türkiye'deki tek kadın belediye başkanına sahip bir kentin insanı olmaktan gurur duymakta ne kadar haklı olduğumu bir kez daha yaşadım. Ama, bugün Aydın'da yaşananlar beni çok ama çok rahatsız ediyor. Belediye Başkanı ile Vali arasında yaşanan gerginliğin, dünkü açıklamalar ile vardığı nokta çok üzüyor. Vali; devletin valisidir. Partinin veya hükümetin değil. Belediye Başkanı da kentin Başkanıdır. Partinin veya belli bir zümrenin değil. Ve; kentin bu iki yöneticisinin birlikte-el ele Aydın'a yön ve katma değer vermesi gerekir. İki yöneticiyi de iyi tanıyorum. Vali Coş da, Başkan Çerçioğlu da; Valinin devletin valisi olduğunu, Başkanın da kentin başkanı olduğunu gayet iyi bilen, devleti çok iyi tanıyan iki yönetici. Ama anlaşılan o ki; işin içine siyaset girmiş. Bırakın siyaseti milletvekilleri, parti örgütleri yapsın. Özlem Hanımın siyasetçiliği, iki dönem milletvekilliğini başarıyla yürüttüğü Ankara'da kaldı. Aydın; bu polemikler ve kavgalarla anılmayı haketmiyor. Aydınlı hemşehrilerime soralım bakalım..."Siz ne dersiniz?"