• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

EXPO, Ege projesidir

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Eylül 2012, 18:50
İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Komisyonu eski başkanlarından Romano Prodi'nin EXPO ile ilgili söyledikleri önemliydi ve dünkü gazetemizin manşetindeydi. 2013 Kasım'ına kadar maraton sürecek. 4 adaylı yarışta kazanmak ve 2020 EXPO'sunu İzmir'de yapmak istiyoruz.
Biz, Yeni Asır olarak baştan beri bu sürecin sadece İzmir değil; tüm Ege Bölgesi'ni ilgilendiren bir proje olduğunu, bir Türkiye projesi olduğunu yazdık, yazmaya devam ediyoruz, buna inanıyoruz. Çünkü; kazanılması halinde yapılacak yatırımların sadece İzmir değil, özellikle altyapı yatırımlarının (karayolu, trenyolu ve diğer tüm önemli yatırımlar için) sadece İzmir değil, başta Manisa ve Aydın gibi komşu iller olmak üzere tüm Ege illerini kapsayacağını biliyoruz. Aynı şekilde gelen ziyaretçilerin, Ege'deki turistik bölgeleri de ziyaret etmeleri kaçınılmaz.
İşte bu yüzden, geçen hafta tüm illerin vali ve yetkilileri ile yapılan toplantı önemlidir ama yetmez. Tüm işadamlarını, özellikle Denizli ve Manisa gibi yurt dışı bağlantılı işlerin, ihracatın yoğun olduğu işadamları, şirketler ve kurumsal odalar da sürecin içine dahil edilmeli.
Bu sürece dahil edilmesi gereken ama "resmi olarak süreç dışında kalan" bir kurum; İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) de bunlardan biri. Organize Sanayi olarak İzmir'de ama; EBSO'nun üst kuruluş olarak kendileri adına temsil ettiği düşünüldüğünden olsa gerek, hiçbir resmi EXPO kurumunda yoklar. Oysa; 35 bin çalışanı, 620 firmasıyla ve 2 buçuk milyar doları aşan ihracat potansiyeli ile Avrupa, ABD ve Asya ile Uzakdoğu ve Afrika ülkelerine kadar dünyanın her bölgesinde ticaretleri var.
Ama neyse ki; Başkan Hilmi Uğurtaş ve Yönetim Kurulu, küsmemiş ve "durumdan vazife çıkararak" EXPO faaliyetlerini kendilerince yürütmeye başlamışlar. Bu çalışmalardan birinde biz de bulunduk bir grup gazeteci ile. 2 büyük, 2 de küçük EXPO düzenleyerek uluslararası fuarcılık alanında hayli tecrübe kazanmış İspanya'ya yapılan inceleme gezisindeki gözlemlerini, EXPO Yürütme Kurulu ile paylaşmaya hazırlanıyorlar.

TÜRKİYE KAZANACAK
1888, 1929 (2 yerde Barcelona ve Sevilla'da) ve 1992'de düzenlenen EXPO'ların, düzenlendikleri şehirler başta olmak üzere; bugünkü İspanya'nın ekonomi, kültür ve sanatsal katkıları kesinlikle yadsınamaz.
Yüz yıl önce yapılan fuarlar sayesinde, bugün her yıl milyonlarca turistin görmeye geldiği tarihsel yapı ve binaları gördükçe; etkilenmemek mümkün değil. Biz olaya sadece kültür ve sanat olarak değil, hem kentlere kazandırdığı alt yapı ve yatırımlar açısından hem de sanayiye katkı olarak baktık.
Şehirlerin cazibe merkezleri olmanın dışında, o şehrin yaşantısının odaklandığı, şehrin ve insanların nefes aldıkları sosyal kültürel alanlar olarak da bakmak lazım.
EXPO 2020 teması olarak belirlenen "Sağlık"" konusu, içinde bulunduğumuz yüzyıl için de, İzmir için de çok doğru bir çıkış noktasıdır. Doğru zamanda, doğru hedefe kilitlendik ve bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Ki; bu noktada, resmi görevleri bulunmadığı halde sorumluluk olarak ele alan Hilmi Uğurtaş ve arkadaşları, hiçbir komplekse girmemekle doğru yapmıştır. Ama, öncelikle bu süreci kendi lehimize sonuçlandırmamız, yani EXPO'yu kazanmamız gerekiyor.
Dün de yazdım; ne diyor eski İtalyan Başbakan: "Elinizi çabuk tutun ve süreci siyasete alet etmeyin."
Bu, bir Türkiye projesidir her şeyden önce. Bugün eğer Türkiye'nin yarısı kadar bile olmayan İspanya'nın, Türkiye'nin en az 5 misli turizm geliri varsa; bunda EXPO'nun katkısı yadsınamaz. İşte, tüm mesele bu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.