Ankara'da geçen 15 yıllık gazetecilik döneminde, yüzlerce kongre ve kurultay izlemişliğim var. Genel başkanlık yarışının kıyasıya yaşandığı CHP, SHP ve DYP kurultayları kadar, Özallı kongrelerdeki gibi manifesto niteliğinde geçen kongreler de izledim. İlk kadın Genel Başkan'ın seçildiği (DYP-1993 kongresinde Tansu Çiller) kongreler de oldu, gizli ve hatta çirkin diyebileceğim ittifaklarla, son dakika pazarlıklarıyla, başka dengelerin belirleyici olduğu kongreler de...
RP sonrasında, Milli Görüşçüler ve Yenilikçiler şeklindeki ayrışmadan sonra ve buna paralel merkez sağ partilerdeki muazzam erime ve nihayetinde yok olma, Meclis ve sistem dışında kalma süreciyle birlikte; 2002 itibariyle kongre sistemi de değişti. CHP'deki Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçildiği kurultay dışında, 4 Kasım'daki MHP kongresinde kıyasıya bir genel başkanlık yarışı izleyeceğiz. İşte, bu düşünceler içinde dün Ankara Arena'daki AK Parti 4'üncü Olağan Kongresi'ndeydik Yeni Asır ve Yeni Asır TV ekibi olarak.
Haberlerimizde detaylarını okuyacağınız için tekrara girmek istemiyorum. Ama her seferinde biraz daha profesyonelleşiyor kongre düzeni ve organizasyonunda AK Parti... Başbakan Erdoğan'ın bu konudaki titizliği ve gelen yabancı konukların temsil düzeyi itibariyle, koruma ve düzen konusunda 10 numara diyebiliriz. Engellisinden sporcusuna, kadından gençlerine kadar her kesim düşünülmüştü. Basının çalışma şartlarıyla ilgili her koşul düşünülmüştü. Ancak; akreditasyon konusunda yapılan tercihlerin rahatsızlık yarattığını da gözlemledik.
ASIL MESAJLAR SALI'YA
Detaylara girmeden, 2 buçuk saati bulan konuşmasında Başbakan ve AK Parti Genel Başkanlığı'na son kez aday olan Tayyip Erdoğan'ın ne mesajlar verdiğine gelelim:
Manifesto beklentisi had safhada idi ancak, Başbakan bugüne kadar yapılanları tekrarlayıp, bundan sonra yapmak istediklerini, hedeflerini açıklayarak, aslında yol haritasını açıkladı.
10 yıllık Cumhuriyet'in 100. yılına denk gelen 2023 hedefindeki makası hayli açtı ve Türklerin Anadolu'ya gelişi olan Malazgirt Zaferi'nin 1000. yıldönümüne yani 2071 yılı hedeflerine işaret etti.
Aşık Veysel'in 'Uzun İnce Bir Yoldayım' türküsünü kendi sesinden dinleterek, Veysel hakkındaki bir şehir efsanesini hatırlattı; Aşık Veysel, gençliğinde elinde sazıyla Ankara'ya gelir ama Ulus'tan içeri sokmazlar ve geri döner. Köylüdür, fakirdir ve hakir görülür Veysel. İşte bunu hatırlatıp, kendilerinin sadece hizmet yolundan dönmeyecekleri (hakir de görülseler) ve uzun ince yolda devam edeceklerini ilginç bir şekilde vurguladı.
Kürt sorununun çözümünde, CHP'ye yaptığı çağrıyı güçlü bir vurguyla tekrarladı ve "Masadan kalkan biz olmayacağız" sözünü verdi.
Ve son kez Genel Başkanlığa aday olan Erdoğan, partilileriyle helalleşti. 'Partisinin vereceği her görevi yapmaya hazır olduğunu' en güçlü şekilde ilan etti.
Yerimiz 'şimdilik' bu kadar. Devam yorumlarımızı salı günüden sonra yapacağız. Çünkü kulislerde Başbakan Erdoğan'ın, asıl mesajları partisinin salı günkü Meclis Grubu'nda vereceği konuşuluyor.