Geçtiğimiz hafta katıldığım iki panelin konusu kadın sorunları idi, biri erken yaşta evlendirilen kadınlar, diğeri küresel ekonomi ve rekabette kadının rolü. İkisinde de kadınlar konuşmacıydı ama paneli düzenleyen kurumun başındaki erkekler birer konuşma yaptı.
Eşitlikten ve paylaşmaktan yana olan, her ortamda kadın-erkek bir arada bulunmayı savunan biri olarak kadın sorunları konusunda erkeklerin söz almalarını çok önemsiyorum.
Kadınların yaşadığı sorunlar sadece kadınları ilgilendirmiyor çünkü. Hepimizin sorunu. Tıpkı erkeklerin yaşadığı sorunların kadınları ilgilendirdiği gibi. Kadın-erkek birbirimizi tamamlıyoruz. Birimizin düşünmediğini öteki akıl ediyor. İki tarafın da artıları ve eksileri var. Böylece zenginleşiyor ve birbirimize yardımcı oluyoruz.
HAKAN TARTAN
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, gazeteciliğe başladığı yıllarda yaptığı bir haberle ödül aldığını belirtti konuşmasında. Haberin konusu, Doğu ve Güneydoğu kökenli küçük yaştaki kız çocuklarının 70 yaş civarında erkeklerle evlendirildiği, birlikte göç ederek İzmir gibi büyük kentlere geldikleri ve imam nikahıyla evlendikleri bu adamlar öldükten sonra yaşları daha 18-20 olmadan, kucaklarında üç-dört çocukla tek başlarına kalmalarıydı.
İzmir'in kenar semtlerinde yaşayan bu kadınlarla yaptığı haber büyük ilgi uyandırmış, ona ödül getirmişti. Ne var ki bu sorun hala devam ediyor. O yüzden de aradan 25 yıl geçtikten sonra bu kez belediye başkanı olarak konuya eğilip, Kadın Danışma Merkezleri açarak, paneller düzenleyerek sorunun çözümüne katkıda bulunmak, hem bu kadınlara yardımcı olmak, hem de konuyu gündeme getirip farkındalık yaratmak için kolları sıvıyor.
ERHAN ERKUT
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut da kadın sorunlarını önemseyen ve bu konuya dair girişimleri olan bir isim. Üniversitede düzenlenen ve konuşmacı olarak girişimci ve lider kadınların katıldığı "Ekonomide ve rekabette kadının rolü" konulu paneli açarken bir koca, iki kız babası ve eğitimci olarak konuyu çok önemsediğini ve kadınların ekonomiye mutlaka katkıda bulunmaları gerektiğini söyledi.
Özetle dedi ki;
* Kadınların iş dünyasında olmalarını isterim, çünkü ekonominin tek bacaklı olması, kadınların tüketici, erkeklerin üretici olması kimsenin yararına olmaz.
* Bir rektör olarak mezun olduklarında kız öğrencilerimin ne yaptıklarını önemsemek zorundayım. Ben üniversiteye başladığımda okulumdaki kız-erkek öğrenci sayısı eşitti. Mezun olduktan sonra kimin ne yaptığını araştırınca gördüm ki, erkeklerin hepsi çalışıyor, kadınların ise birkaçı.
* Bu, hem o kadınlar hem de Türkiye için büyük bir kayıp. Çünkü ben, birlikte çalıştığım kadın arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Bana çok şey kattılar, kör noktalarımı açığa çıkardılar, her gün yeni bir şey öğrendim onlardan, öğrenmeye de devam ediyorum.
* Kadınların karar verme sürecine katacakları çok şey var. Çok özel fikirler onlardan çıkıyor. Dolayısıyla onları bu sürecin dışında tutmak çok üzücü.
* Öncelikle şu soruyu sormalıyız: Üniversiteye girişte kız ve erkek sayısı eşitken, hatta bazı yerlerde kızların sayısı erkekleri geçerken, mezun olduktan sonra bu kadınlar niye evlerine geri dönüyorlar?
İşte bu soru çok önemli? Neden kadınlar üniversiteye girmek için çabaladıktan, lise sıralarında dirsek çürüttükten ve üniversiteden de başarıyla mezun olduktan sonra iş hayatında yerlerini almıyorlar?
Bu sorunun cevabı yarına...