32 vokalist vardı sahnede bir de şefleri. Boğaziçi Caz Korosu konserindeydik. Şefleri 26 yaşındaki Masis Aram Gözbek acapella müzik yapan bu grubun aynı zamanda yaratıcısıydı. 2007-2011 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde çalışmaları sürdüren Caz Korosu sonra Üniversite ile yollarını ayırmış ve Avusturya'da düzenlenen Dünya Koro Şampiyonası'nda Türkiye'ye iki dalda "Dünya Şampiyonluğu", bir dalda da "Dünya İkinciliği" getirmişti.
İki koristini tanıyorduk. Ezgi ve Nilay yerlerini gençlere bırakmış yöneticilik yapıyorlardı. Masis Aram da Aysun'la facebook arkadaşımızdı. Nihayet Perşembe akşamki CKM konserlerini yakalayabildik ve Boğaziçi Caz Korosu'nu sahnede dinledik...
***
Koro 15 şarkı seslendirdi. Pırıl pırıl genç bir topluluk. Bugüne kadar 400'e yakın korist yetişmiş Boğaziçi Caz Korosu'nda. Yerli, yabancı bestelerle, Masis Aram'ın vokal düzenlemeleriyle, başarılı performanslarıyla ve sempatik tavırlarıyla büyük alkış aldılar.
Aslında ilk kez adlarını sponsor arayışları sırasında Metro'da şarkı söyleyerek duyurdular. Gezi olayları sırasında Gezi Parkında adapte edip seslendirdikleri "Çapulcu musun Vay Vay" türküsüyle de internette bir hayli tıklandılar...
Benim bir tek önerim olacak. Repertuvarlarına daha çok bilinen ve popüler olan şarkıları alırlarsa daha geniş kitlelere ulaşma şansları olacaktır. Boğaziçi Caz Korosu konseri duyarsanız mutlaka gidin. Yetenekli gençlerimizle gurur duyacaksınız...
SÜRPRİZ OLMASIN
Sinemalarda Oscar adaylıkları olan filmler arka arkaya vizyona girmeye başladı. Önce "Düzenbaz"ı (American Hustle) seyrettim. Film 1978'lerin ABD'sinde politikacı-mafya ilişkilerini, o günlerde işlenen suçları konu alıyor. 10 dalda Oscar adayı olan filmin oyuncularına bayıldım. Hele en iyi kadın (Amy Adams), en iyi yardımcı kadın oyuncular (Jennifer Lawrence) sanki "Düzenbaz"a iki Oscar ödülü getirecek gibi. Filmde birden Robert De Niro'ya da rastlıyorsunuz. Sürpriz olmasın...
***
Dün izlediğim "12 Yıllık Esaret - 12 Years A Slave" beni alıp 70'lere ve TRT televizyonunda izlediğim Kunta Kinte dizisine götürdü. Nasıl bir merakla ve televizyona kilitlenerek seyrederdim o diziyi. "12 Yıllık Esaret"in yapımcısı Brad Pitt, yönetmeni de Steve McQueen. Uzun olmasına rağmen ilgiyle izleniyor ve gerçek bir öyküyü anlatıyor. Bu filmde de karşımıza afişlerde adı yazmayan bir oyuncu çıkıveriyor. Aynı zamanda filmin yapımcısı olan Brad Pitt...
12 Yıllık Esaret de 9 dalda Oscar adayı. Haftanın izlenmesi gereken filmlerinden biri...
***
2013 Cannes Film Festivali Büyük Ödülü'nü kazanan "Sen Şarkılarını Söyle- Inside Llewyn Davis" beni hiç sarmadı. 60'ların güzel country şarkılarına rağmen Cohen kardeşlerin filmi bana çok durağan ve iç karartıcı geldi. Oysa film eleştirmenlerimiz övgü üstüne övgü dizmişler... Anlamam mümkün değil. İddia ediyorum gidenlerin yüzde doksanı sıkılacak ve bu film hiç gişe yapmayacak...
***
Gelecek hafta Cannes'da olacağım. Bu kaçıncı yıl artık hatırlayamıyorum ama Midem Müzik Fuarı'nı bir kez daha ziyaret edeceğim. Şubat ayında Aysun'la yine müzik performanslarımız var. En önemlisi Pera Palas'ın romantik atmosferinde en güzel aşk şarkılarını seslendireceğimiz "Sevgililer Günü"...
Şubat sonu bir Madrid, nisan başında da bir Los Angeles seyahati görünüyor. Herhalde leyleği havada gördük. Ne kadar çok gezersem o kadar anlatacak konu çıkar... İnşallah hepsini paylaşacağız...