• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

EYÜP ABİ DE GİTTİ...

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Kasım 2016, 16:57

Timur arkadaşım (Gönülşen) İzmir'den telefon etti. "Bugün bir cenazeye gittim" diye anlatmaya başladı.
"Hani Altay'da futbol oynayan Ahmet ve Mustafa Turgat kardeşler vardı ya, onlardan Ahmet'i kaybettik.
Onun cenazesinde tesadüfen başka bir cenaze de vardı. Orada haberim oldu. Eyüp Çalışkantürk de vefat etmiş..." Ahmet, Alsancak'ta mahallemin çocuğuydu. Futbolculuk hayatından sonra hiç rastlamamıştım.
Camiaya ve yakınlarına başsağlığı diliyorum...
Ya Eyüp abi?
Bana akordeon çalmayı, notaları öğreten, orkestrasında ilk kez sahneye çıkarıp şarkı söyleten kişiydi. Orta okulu bitirdiğimde babam bana akordeon almıştı. Eyüp abi de İzmir'deki düğünlerin en çok aranan orkestrası Çalışkantürk Orkestrası'nın şefiydi. Kardeşi Selim, orkestrada saksofon çalardı.
Kültürpark'taki düğün salonunda onları dinlemeye bayılırdım. O yaşlarda en büyük hayallerimden biri Eyüp Çalışkantürk gibi akordeon çalabilmekti...
Emekli sağlık memuru olan babam Eyüp abilerin de iğnecisiymiş.
Yani hastalandıklarında onların da iğnelerini (enjeksiyonlarını) yapmaya gidermiş.
Akordiyonum olunca bana ders vermesini istedi Eyüp abiden. Ben de haftada bir gün evlerine gidip Eyüp abiden ders almaya başladım.
Eşi Fevziye abla kapı girişinde terlikleri önüme koyar beni güler yüzüyle karşılar çay ve kurabiye ikram ederdi.
Yalnız metot değil, şarkı da çalışırdık Eyüp abiyle. Nota defterimi hala saklarım.
Bana çalmayı öğrettiği ilk şarkı "Esperanza" olmuştu.
Sonra günün moda İtalyanca şarkılarını çalışırdık. Bir akşam onların eşliğinde sahnede iki şarkı söyledim ve hayatımın ilk sahne deneyimini yaşadım.
İlk gençlik yıllarımda Eyüp Çalışkantürk benim hazinemdi.
Fevziye abla ile Urla İskelesi'nde emekliliklerini yaşarken 65 yıl aynı yastığa baş koydukları eşini kaybetmişti 14 yıl önce. İkisi de 79 yaşındaydı.
Telefon edip baş sağlığı dilemiştim.
Sonra Adnan Saygun'da İzmir Senfoni Orkestrası eşliğindeki konserimize geldi kızıyla birlikte. Bu yılın Şubat ayında da Özel Türk Koleji'nde verdiğimiz konserde yine kızı Şebnem'le birlikte en ön sırada oturup coşku içinde konserimizi izlemişti.
Sahneden indim yanaklarından öptüm... Onu son görüşüm oldu. 93 yaşında kaybettik Eyüp abiyi...
Bir kez daha arşivimi açıp orkestralarıyla 21 Şubat 1964'te yaptığım ve Yeni Asır'da yayınlanan röportajı buldum.
O röportajda; 1923 Yugoslavya doğumlu Eyüp Çalışkantürk, Altay ve Beşiktaş'ı tuttuğunu, yerli şarkıcılardan Alpay ve Şevket Uğurluer'i, yabancılardan da Peppino Di Capri, Maya Casablanca, Dalida ve Domenico Modugno'yu beğendiğini söylemiş...
En büyük özelliğiniz nedir ?" diye sormuşum... "Evime çok düşkün, aileme çok bağlıyım" diye yanıtlamış...
"Bütün iyilikleri bize talihimiz verir, ama iyi bir eş Tanrının özel armağanıdır" der Alexandr Pope...
Hayatı, 65 yıl sevdiğinle paylaşmak herkese nasip olmaz Eyüp abi...
Şimdi Fevziye ablayla da buluştun. Arkanda çok güzel anılar bıraktın. Çok da dua almışsındır eminim...
Nurlar içinde bizi selamladığına eminim...
Başımız sağ olsun...

HAFTANIN FİLMLERİ

Geçen Pazar son Cumhuriyet Konserimizi de Tekirdağ'da verdikten sonra bu hafta kendimizi sinemalara attık.
Üç film izledik...
Dört gözle beklediğim Pedro Almodovar'ın "Julieta" sı tipik bir Almodovar filmi olarak yine keyif verdi.
2002'de "Konuş Onunla" filmiyle başlayan Almodovar hayranlığım, "Dönüş", "Kırık Kucaklaşmalar" ve "İçinde Yaşadığım Deri" ile sürmüştü.
Bu film de bir baş yapıt değil ama sürprizlerle sizi sürüklemeyi başarıyor.
Tavsiye ederim...
Bir başka tavsiyem de "Arrival" filmi. Sıkı mesajlar veren bir bilim kurgu. İlgiyle izleniyor...
"Doktor Strange" ise birinci bölümünde merak uyandırıp ikinci bölümünde sıkıcı geldi bana...
Olursa da olur, olmasa da...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.