Dahilik ve deliliği ince bir çizginin ayırdığı söylenir hep. Tarihteki dahilerin hayatı üzerinde bir gözlem yaptığınızda, bir çoğunun akıl hastası olmasa bile toplum tarafından anlaşılmamanın, dışlanmışlığın getirdiği bir çılgınlığa kapıldığını fark edersiniz.
Bu yüzden her dahi kendi çağının delisidir ama her deli 'dahi' değildir elbette.
Delilik, yıkıcıdır aslında... Hele toplumları yönetmek, insanları peşinden sürüklemek üzere harekete geçmişse... Bakın Deli İbrahim'e, Rus Çarı Deli Petro'ya, Neron'a, Hitler'e... Hepsi de idam fermanlarıyla, kıyımlarla, savaşlarla, toplu katliamlarla, yakarak, yıkarak, yok ederek içindekileri dışa vurmuştur.
***
Oysa öyle deliler de çıkmıştır ki, çılgınlıklarını bilim ve sanat alanında yüzyıllarca hafızalardan silinmeyecek yaratımlarla ifade etmişlerdir. İşte Einstein, Edison, Van Gogh, Dostoyevski, Salvador Dali, Schumann 'dahi deli'ler içinde sayabileceğimiz ve adlarına hepinizin aşina olduğu birkaç isim...
Onlar iç çatışmasını, bunalımını, yalnızlığını, uyuşmazlığını yazıya, tuvale, çizgiye, icatlara, notalara dökerek varlık savaşını sürdürmüşlerdir. Günümüzde delilikleri tartışılsa bile üretimlerindeki zeka pırıltıları önünde eğilmeyecek kimse yoktur.
***
Alın onlardan biri, 20'nci yüzyılın hem dahisi hem delisi, sürrealizmin resim alanındaki en büyük temsilcisi Salvador Dali bir süreliğine İzmir'de...
'Ben sürrealizmin ta kendisiyim' diyen Salvador Dali, gerçekten de aklı ve bilinci yadsıyan, bunların insanı savaşlara, acılara sürüklediği arayışından yola çıkan 'gerçeküstücülüğü' hem sanatının hem de hayat tarzının bir parçası haline getirmiştir.
Tablolarını mutlaka görmelisiniz! Derin bir düş gücünden damıttığı renkler, bilinçle bilinçsizliği, gerçekle hayali, olmakla olmamayı bir anda sunan imgelere dönüşerek insanda çarpıcı ikilemler yaratıyor.
***
Öyle kolay çözümlenemeyen bir iç içe geçmişlik var Dali'nin resimlerinde... Sanki birden fazla resim birbirinin içindeymiş gibi farklı etkilenimler uyandırıyor. Hayal dünyasının izdüşümü olan imgelerin üzerinde dolaştıkça gözleriniz, onun garip dünyasıyla zihinsel bir köprü kurmaya zorluyorsunuz kendinizi... Acayip ve gerçekdışı figürlerin hepsi, bir kafanın içinde yaşadıklarını hissettirecek kadar canlı...
Hayatı da resimlerindeki tuhaflıklarla dolu Salvador Dali'nin... Yaratıcılığına yön veren bilinçaltını dışa vuran giyim tarzı, tepki çeken davranış ve konuşmaları, abartıya, süse, lükse düşkünlüğü, onu yaşadığı toplumda sıra dışı bir çizgiye oturtuyor. Dahiliğinin yanı başındaki deliliği, sanat üretimleri kadar yaşam şeklinde de kendini gösteriyordu belli ki...
***
Yılın en büyük sanat olayına imza koyarak bu 'dahi deli' Salvador Dali'yi İzmirlilerle buluşturan Büyükşehir Belediyesi'ni kutluyorum.
Ahmed Adnan Saygun'da, Fahri Özdemir'in küratörlüğünde açılan "Salvador Dali İzmir'de" sergisine ilk günler izdihama dönüşen ilgi, etkinliğin son günü olan 2 Mart'a kadar devam etmeli. Ayağınıza kadar gelen ve hiçbir ücret ödemeden gezebileceğiniz Dali'ye zaman ayırmamak, onun dahiliğine yakışmayacak bir delilik olur!