Türkiye'de son yıllarda polisiye roman yazan iki iddialı isim var; Ahmet Ümit ve Emrah Serbest...
Ahmet Ümit, derinlemesine, tahlillerle örülü, iddialı satırlarla romanlarını kaleme alırken, genç neslin temsilcisi Emrah Serbest, daha sıradışı ve genç bir bakışla karakterlerini yaratıyor.
İşte Behzat Ç de onun eseri... Hani şu, "Ankara Polisiyesi" tanımlamasıyla izleyiciyle buluşan dizi sözünü ettiğim...
Emrah Serbest'in "Her Temas İz Bırakır" ve "Hafriyat" romanlarının kanhramanı olan Behzat Ç, yeni yayın döneminde, ekrana gelen en iyi dizilerden biri...
Hem çekim karakteristiği, hem olayların akışı, hem birbirinden çılgın polis tiplemeleri hem de gerçekçi bakışıyla dizi, bir Türk yapımı olarak, "üst düzeyde" diyebilirim.
Bunda sanıyorum yönetmenin başarısı kadar, usta bir kalemden çıkan senaryonun da etkisi var.
Ve biri daha...
***
Erdal Beşikçioğlu, son yıllarda Türk sahne sanatlarının yetiştirdiği en başarılı isimlerden...
Kendisi Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı... Ve güzel bir rastlantı; o bir İzmir Özel Türk Koleji mezunu...
Beşikçioğlu hem ses tonu, hem üstüne geçirdiği role sağladığı uyum ve hem de oyun gücüyle, izleyiciyi sarmalayan bir kimlik...
Efsane valimiz Recep Yazıcıoğlu'nu canlandırdığı Köprü'de gösterdiği olağanüstü performans ve "Barda" ve "Hayat Var" filmlerindeki başarısı, onun sanata kattığı artı puan...
Bu oyunculuk lezzetinin son zirvesi de Behzat Ç...
***
Bir oyuncu, roman karakterine bu kadar mı yakın bu kadar mı öz yaklaşabilir.
Erdal Beşikçioğlu yaklaşmıyor, birebir örtüşüyor. Diziyi izlerken, sanki romanda bir sayfa çeviriyorsunuz.
Behzat Ç, "günümüzün en iyi yerli dizisi" tutarlılığında ilerliyorsa, bunda sevgili Beşikçioğlu'nun büyük payı var.
Hayata oyuncu bakışıyla tat kattığı, üstlendiği rolün hakkını verdiği için, Behzat Ç, bugün zirvede...
Bir teşekkür de yapım ve yönetim ekibine... Böylesine uyumlu, etkin ve tutarlı oyuncu kadrosunu buluşturduğu için...
Yani Serdar Akar ve zekeriye Kurtuluş'un becerisi var, bu işin temelinde...
