Hoş bir görüşle bakmak elbette dünyamızı güzelleştirir. Ne de olsa içinde hoşluk var... Görüş alanımızı hoş çerçevelerle belirlemek, hayatı da kolaylaştırabilir. Mutlu eder üstelik... Diyaloğu arttırır... Tabi ki doğru yerde doğru insanlara gösterildiği zaman. Kötü davranışlara hoşgörü göstermenin kişiye katkısının olmayacağı aşikar. Hatta zararı da olacaktır, hem o andaki etkileri ile hem de gelecekte o davranışların devamını sağlamaya izin vermiş olması nedeniyle... Öyleyse hoşgörünün de sınırları olmalı.
Çocuklarımıza elbette hoşgörülü olmayı öğretmeliyiz. Barış ve huzur dolu bir dünya için en büyük katkılarımızdan olacaktır öğrettiklerimiz.
Ancak, yukarıda bahsettiğimiz sınırları da vermeyi unutmadan.
Mesela çocuklar; kendisini her gün aşağılayan, zorbalığa maruz bırakan arkadaşına hoşgörü göstermenin ona zarar verebileceğini bilmeli. Her davranışımız gibi hoşgörüyü de hak edene göstermeliyiz yani. Nasıl hak edeni seviyor, sayıyor isek hoşgörüde de aynı tutum içinde olmalıyız.
DENGE ESAS OLMALI
Biz yetişkinler ise ilişkilerimizi hoşgörü esaslı yürütmekle birlikte, dengesizliklerin olduğu ortamlarda sınırları tekrar gözden geçiririz ya da geçirmeliyiz... Tüm hayatta olduğu gibi ilişkilerimizde de denge esas olmalı...
Tek taraflı sevgi ve saygı gösteren ya da hep sabreden taraf olmak hoşgörüyü bizler için zararlı hale getirecektir.
Yani hoşgörünün içinde katlanmak ve tahammül varsa ya da karşı tarafın her dediğine evet dediğimiz bir ilişki içindeysek, kendimize büyük haksızlık yapmış olmaz mıyız?
TAHAMMÜL DEGIL
Hoşgörü kabullenmek ile ilgili...
Farklılıkları, başka değerleri... Ancak asla tahammül etmek olmamalı. Bir başkasını olduğu gibi kabullenmek, kendimize zarar vermesine izin vermek anlamına gelmemeli. İnsan dediğimiz duyguları, fikirleri, değerleri ve bedeni ile bir bütün...Bütünün herhangi bir parçasına yapılacak saldırıya hoşgörü gösterilemez elbette... Gösterdiğimizi sandığımızda kendimize verdiğimiz zararın telafisi yıllar alabilir.
Yani, duruşu olmalı insanın, kendisini oluşturan değerlerine sahip çıkan, saygı bekleyen... Değersizleştirme çabaları olduğunda uygun tepkiyi gösterebilen.
Bazı konuların hoşgörü ile karşılanamayacağını bilen... Bir de hor görmek var...Önem vermemek, yok saymak hatta küçümsemek anlamına gelen. Hak etmediği halde sürekli hoşgörü gösterdikleriniz tarafından hor görülmek belki de kaçınılmaz olacaktır.
Anlamak ve anlaşılmak da önemli.
Bunun için de empati yapabilmeli.
O zaman her türlü zorbalık ortadan kalkacaktır. Hoşgörü sevgiyle birlikte var oluyor. Bu duyguları kendimizden de esirgememeli; fikirlerimize, değerlerimize ve kişiliğimize verilecek her türlü zarara dur diyebilmeliyiz.