• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Anlam bulan hayatlar ARZU GÜNAYDIN

Anlam bulan hayatlar

arzu.gunaydın@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Eylül 2022, 18:19

İçiniz sıkılır... Sebepsiz dersiniz de, aslında bilirsiniz günlerdir, haftalardır biriken görmezden geldiğiniz nedenlerin olduğunu... Çözüm üretmediğiniz üretemediğiniz her şey ama her şey sizi adeta zehirler duruma gelmiş ve üzerinize yüklediği sıkıntı ile sizi sorunları çözmeye zorlamaktadır. Kaçışınızın olmadığı o nokta sizin en yaratıcı ve cesaretli olacağınız andır muhtemelen. Cesaretle adım atacağınız ve Şems-i Tebrizi'nin dediği gibi dünyanın altının üstünden daha iyi olabileceği ihtimalini kuvvetle muhtemel gördüğünüz öyle büyülü bir andır ki o, sizdeki tüm anlamlar anlamsızlaşır, asıl önemli olanlar yerini bulur.
Ama öncesi yıkıcıdır, yakıcıdır. İçinizdeki deprem yıkar, dağıtır tüm dünyanızı...Toz duman kaplar her yeri...Önünüzü göremezsiniz.
Göremezsiniz ama tevekkülün huzurunun da tüm benliğinizi kaplamaya başladığını hissedersiniz yavaş yavaş...
O çok karmaşık duygular arasındayken, dinlemeyi unuttuğunuz ya da ihmal ettiğiniz kalbinizin sesini de duymaya başlarsınız yavaş yavaş... Ve asıl aklın orada olduğunu da hissedersiniz en derinlerde.

KALBIN SESINI DUYMAK
Toz duman kalktıkça, ortalık berraklaştıkça kalbinizdeki huzur tüm aksi söylenenlere rağmen yol göstermeye devam eder size.
Siz yüreğinizi dinledikçe, kalbinizle aranızdaki barış artar. Barıştıkça da hayatınız düzene girer... İlahi olanla bağ kurmanın yegane yoludur kalbiniz. Yaptığınız yanlışlarda sizi sıkması huzursuzluk vermesi de bu yüzdendir. Dinlemiyor ve geçiştiriyorsanız vay halinize... Bu şartlarda bir süre sonra o da sizden vazgeçecek ve neyi kaybettiğinizi bile bilemeyeceksiniz... Aslında, kendinizden vazgeçmişsiniz demektir onun sesini duymayı ve dinlemeyi unuttuğunuzda. Karşılığında size verilen ne olursa olsun ederi olamayacaktır kendinizden vazgeçişinizin...
Bazen vicdanınızın sesidir o duymadığınız, bazen de somatik hastalıklarınızın nedeni... Her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın, kendinize dönmeli ve yaptıklarınızı gözden geçirmelisiniz... Mesela işinizle ilgili kendinize soracağınız sorular iyi bir başlangıç olabilir: Yaptığım neye hizmet ediyor?
Doğrusunu mu yapıyorum? Kendim bu işin neresindeyim? Sonuçları ne olacak?
Kimsenin hakkına giriyor muyum? İşimin hakkını veriyor muyum? Yani bu işe fark katıyor muyum? Yetmez ama en azından işlerin kötüye gitmesine engel olabiliyor muyum? Daha iyisi için ne yapabilirim? Bu ve buna benzer soruları soruyorsanız ilk ve en önemli adımı atmışsınız demektir.

ANLAMSIZLIK DA BIR SEÇIM
İyileştiremediğiniz ve değiştiremediğiniz kötü yanıtlara rağmen hala aynı tekdüzelikle devam ediyorsanız önce kendinize sonra da başkalarına kötülük yapıyorsunuz demektir. Kendinize uygun işte olmadığınızı anladığınız halde devam ediyorsanız ya cesaretiniz yoktur yeni başlangıçlara ya da rızık derdindesinizdir... Halbuki rızkı veren Allah değil midir? Doğrunun peşindeysek her daim bize yardım edecek olan da yine O'dur. O zaman tekrar Şems-i Tebrizi'nin sözünü hatırlamakta fayda var, dünyanın altının üstünden iyi olmayacağını nerden bilirsin? Sonuç olarak, hayat ona yüklediklerinizle anlam bulur...
Anlamsızlık da bir seçim olabilir...Boşa harcanacak hayatların seçimi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.