Mart ayı enflasyonu biraz sürpriz yaptı, düşmediği gibi hafif bir artış gösterdi.
Hem Tüketici Fiyat Endeksi hem de Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi aylık bazda yükselmiş. Ancak üreticilerin maliyetlerindeki yıllık artışta biraz gerileme olmuş. Alışageldiğimiz nedenler yine etkili olurken gıda ve alkolsüz içkiler grubunun etkisi daha da kendini hissettirmeye başlamış.
Öncelikle enflasyonun detaylarına bakalım...
Talep enflasyonun göstergesi olan TÜFE geçen ay yüzde 1,02 artarken maliyet enflasyonun ölçütü Yİ-ÜFE yüzde 1,58 düzeyinde yukarı çıkmış.
Aylık veriler sonrasında TÜFE yıllık bazda yüzde 19,71 seviyesine yükselmiş oldu. Geçen sene Ekim ayında yüzde 25,24 ile zirve yapan tüketici fiyatları geçen ay yüzde 19,67 'ye kadar gerilemişti.
KUR FAKTÖRÜ
TÜFE'nin yönünü yeniden yukarı kaldırmasında gıda grubu etkili olmuş. Gıda grubundaki yıllık artış yüzde 29,77'lere kadar ulaşmış geçen ay itibarıyla. Yeri gelmişken şu gerçeğin de altını çizelim; Gıda ürünlerindeki fiyat artışları talep baskısından değil maliyeti etkileyen unsurlardaki artıştan kaynaklanıyor.
Mevsimsel koşullar ve fırsatçılık yapmaya çalışan aracıların yanı sıra maliyetleri yukarı çeken birincil neden kur faktörü... Tarımsal ürünlerin üretim maliyeti kurlara paralel olarak yükseliyor. TÜİK tarafından geçen hafta açıklanan ilginç bir veri vardı. Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi...
Belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt dışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen fiyat endeksi. Geçen yıla 12,09 değeri ile başlayan endeks Ağustos ayında 75,04'e çıkmış, kurların gerilemesiyle yılsonunu 33,45 seviyesinde tamamlamış.
Kurlar tekrar yükselince bu yıl içinde 35,35' yükselmiş.
Bir önceki yazımda da vurgu yaptığım gibi gerek iç piyasa gerekse dış piyasa için yapılan üretimlerde ithal girdi ağırlığı fazla olduğundan kurlardan fiyatlara geçişkenlik de o kadar fazla oluyor.
Yİ-ÜFE'DE GERİLEME VAR
Gelelim Yurtiçi ÜFE verilerine...
Maliyet enflasyonu göstergesi Yİ-ÜFE geçen ay yüzde 1,58, yıllık bazda ise yüzde 29,64 düzeyinde gerçekleşmiş. Aramal grubu üretiminde maliyetler yıllık bazda yüzde 29,64, enerji grubu ise yüzde 44,23 artmış. Kur ve petrol fiyatları gibi iki temel faktörün enflasyona nasıl güçlü bir baskı yarattığı buradan da açıkça belli oluyor.
Merkez Bankasının para politikasında dikkate aldığı Özel Kapsamlı TÜFE B grubundaki yıllık artış oranı yüzde 17,72 olmuş. Genel enflasyon oranına göre biraz daha düşük düzeyde kalmış. Yine de Merkez Bankası'nın faiz indirimi açısından alanının oldukça dar olduğu görülüyor.
Zaten kur baskısı yeniden kendisini hissettirirken Merkez Bankası'nın böyle bir olasılığı aklının ucundan geçirmesi bile pek mümkün değil. Malum haftalık repo ihalelerini iptal ederek bankaları gecelik yüzde 25,5'de fonlayarak faiz cephesinde sıkılaştırmaya gitmek zorunda kalmıştı.
Ne yazık ki bir taraftan enflasyonun diğer taraftan kurların yaptığı baskı Merkez Bankası'nın daha da temkinli durmasını gerekli kılacak.